Nuran YILDIZ

PROTESTOCU! OTUR OTURDUĞUN YERDE!

----- 09.10.2009 - 00:01 -----

Başbakan açılım rüzgârından fazla etkilenmiş olmalı. Aksi halde, konuşmasını yazanlar “ne söylerse söylesin kimse içeriğini sorgulamıyor” diyerek ipin ucunu kaçırmıştır. Yoksa ne diye önce “Dışarıdaki protestoya kulak verelim” deyip sonra da “onları kastetmedim” desin?

Sokaktaki adamın içindeki protesto potansiyelinden habersizdir belki de. Çevresi insanların sessizliğinin “onaylama” anlamına geldiğini söyleyen bir sürü danışman ve gazeteci dolu. Suç Başbakanın değil.

Ekonomik krizden zarar görenleri “teğet anındaki üç-beş şanssız kazazede”” olarak algılatmayı başarmanın tadı, algıyla gerçeği karıştırmasına neden olmuş da olabilir.

Günde bir öğün yemekle üniversitede okuyan gençlerden haberi yoktu belki. Ya aç kalacak ya da bir cemaate yamanacak insanlar topluğuna dönüştüğümüzü bilmiyor da olabilir.

Kırılan cam-çerçevelere bakıp “Ben bunları değil, mağdur ve mazlumların protestosunu kastettim” deyiverdi. Protestocuların öyle kalantor, at, kat ve yat sahibi görüntüleri de yoktu ama mağdur ve mazlum görünmeyi becerememiş olmalılar.

“Mağdur ve mazlumların protestosu!”

Ne ola ki? Herhalde şöyle bir şey;

Bağırırken ses yüksekliği kulağı rahatsız etmeyecek desibelde olacak.

Çevre rahatsız edilmeyecek, özellikle “uyuyanlar” uyandırılmayacak.

“IMF defol!” diyecek, ardından eklemeyi unutmayacak: “Yine de Başbakanımız bilir.”

Eline koluna hakim olacak, hazır ol pozisyonundan sapmayacak.

Nazım’dan okumak serbest olacak ama düşünceleri savunulmayacak, Said-i Nursi’den risale okumak serbest.

Rehberleri AKP’li biri olacak. Sloganlar ondan alınacak, onun eline bakılacak.

AKP İl Başkanlıklarından “protesto etmenin kuralları” kitapçığı edinilecek.

“Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısının dışına çıkılmayacak.

Şiir okunabilecek ancak suya sabuna dokunan türden değil. Şiirler Başbakana bağlılık üzerine olacak. Aksi halde ayaklar kırılacak, derdest edilip içeri alınacak

Protestocu mutlaka haklı olacak, haklı olup olmadığına Başbakan ya da onun izin verdiği biri karar verecek.

Ya uslu uslu protesto edilecek ya da analarını alıp gidecekler!

AKLIMDA KALAN

“Hayat sörf dalgasında kalmak gibidir” sözü: İki Hollywood yapımcısını anlatan bir belgesel izlemiştim. İkisi de alanlarında önemli ve başarılı isimlerdi: Brian Grazer ve Sumner Redstone. Programın bir yerinde Grazer öyle bir söz söyledi ki sanırım çok uzun süre aklımda kalacak: “Hayat bir sörf dalgasına benzer. Sörf yaparken çok büyük bir dalganın altında kaldığınızda paniklerseniz, nefesiniz 3-5 saniye yeter. Sakin olursanız 45 ilâ 60 saniye nefesiniz dayanabilir.