Nuran YILDIZ

“SOL”U EKSİK, ÖKSÜZ VE YETİM ÜLKEM!

----- 21.12.2009 - 00:01 -----

Derin hafızamızda ne var? Düşmanı denize dökmek var.
Peki önümüzde ne var? Tekel işçilerini göle dökmekle övünen bir hükümet.

Yan sokakta? Eczacılar protesto eyleminde.

Arka tarafta durum? En son demir yolları çalışanları isyanlardaydı.

Ötedeki sokakta son durum? Kömür işçileri 19’ar 19’ar ölüyorlardı.

Hepsi aynı şey için: Geçim derdi!
Yani hayatta kalmak için gereken temel ihtiyaçlarının derdine düşmüşler. Çocukları sıcak evlerde uyuyabilsin diye kendileri soğuk göllerde yatıyorlar.

“Sol”un ses vermesi, silkinip kendine gelmesi, boy vermesi için her şey var. Un var, şeker var, bir helvacı yok durumu.

Bizim “sol”un aydınımsıları kendi derdi hariç her abukluğa maydanoz.

Bir kısmı karısının kafasına b.k dolu kavanoz atmakla meşgul.

Bir kısmı 30 bin kişinin katili olan teröristin cezaevinin milimetrik hesabının avukatı.

Bir kısmı bar köşelerinde “karı götürmek” için pinekleyip göz süzüyor, sakalının arası bitlenmeye yakın.

Bir kısmı DTP’ye verilen cezanın tanzimine adanmış, çalışıyor.

Bir kısmı hayali darbeye karşı yürüyor. Gülünç.

Bir kısmı kafaya Türk ordusunu takmış, takılmış plak bir tür.

Kadın olanları baştan aşağı kompleks akıyor.

Diyeceğim o ki hepsi el birliğiyle sağa çanak tutmakla meşgul…

Ah benim kendi çıkmazlarının batağında boğulmuş güdük “sol”um.

Ah benim eleştiriye sağır, kendine düşman “sol”um.

Ah benim kendi sivrisinek görüntüsü dev aynasında epey cüsseli “sol”um.

Ah “sağ” yanında her halta bitek, “sol” yanında hayli kısır kalmış öksüz ve yetim ülkem benim…

KOLERA GÜNLERİNDE AŞK

Bir tür kolera günlerinin salgınına bulaşmışız sanki her yanımız umutsuzluk.

Umutsuzluk ne ki, bir kısmımız toplu felç olmuş gibi. Bir kısmımız diri mi diri kuru soğukta direniyor. Karanlık bir tüneldeyiz, git git bitmiyor…

Öylesine koleralı halimizde bir “deli”kanlı çıkıveriyor. Hafiften serseri, çokça aşık.

Çıkıyor futbol sahasının ortasına. Adana’da. Mikrofonu kapıp sevgilisine bağırıyor: “Burcu benimle evlenir misin?”

Statta yer yerinden oynuyor. Sanki herkes kendi mutlu son hayaline alkış tutuyor gibi.

Sanki romantik bir Amerikan filmindeyiz. Sanki hepimizi içine alan bir peri masalı.

Sevgilisinin yüzünde gülücük, bizim yüreklerimizde çiçekler açtırıyor Adanasporlu futbolcu.

Teşekkürler Tolga Acar! Bizi nefretin çamuruna bulamayı isterken birileri, onlara inat, aşka inancımızı hatırlattığın için.

AKLIMDA KALAN

Gönlümün ve aklımın kaymakamı Sedat Yıldırım: Hani Uşak Sivaslı’dan tayin edilen Kaymakam Sedat Yıldırım vardı ya. Hani Sivaslılılar kaymakamlarını uğurlamak için dansöz oynatıp havuzda parti vermişti. Hani dansözün karşısında kollarını açmış, kendini ritme bırakmış, onca sevilmenin tadını çıkaran Sedat Yıldırım. Kamu Görevlileri Etik Kurulu kendisi için verilen veda yemeğinde dansözle göbek atmasını etik davranış ilkelerine aykırı bulmuş. Çünkü davranışı kamu yönetimine olan güven duygusunu sarsacak nitelikteymiş! Sanki kamu yönetimine güven duygumuz hiç hasar görmemiş gibi. Çağdaş ülkelerde bu kadar sevilen kamu yöneticileri için yapılan çılgın kutlamaları düşününce ülkemizde bu cezaya şükretmek gerekir. Kanımca bu Hükümet, hatim indirmek yerine eğlenceye daldığı için Sedat Beyin üzerini çoktan çizmiştir. Olsun. Sedat Bey benim gönlümün ve aklımın kaymakamlık koltuğuna kurulmuş oturuyor.