Nuran YILDIZ

KILAVUZU KARGA OLANIN…

----- 23.12.2009 - 19:00 -----

Bu yazıyı okurken ne kanal adı sorun ne de televizyoncu adı. Çünkü vermeyeceğim. Çünkü çok da önemli değil, o ya da bu.

Bu en cahillerinden biri ama, bitirdiği okula falan bakmayın.

Medya dünyasını istila etmiş adamlara bakıp da kendimizi aldatmayalım. Hele bir de onlara “entellektüel” muamelesi hiç yapmayalım. Abartmayalım.

Yandaş olanı Hükümeti, yandaş olmayanı patronlarını cehaletleriyle rezil ediyorlar çünkü.

Kurulmuş ekranın içine, yorum yapıyor bizim televizyoncu birkaç gün önce.
Güya yorum yapıyor. Yok yok dalga geçiyor. Yok yok bizi salak yerine koyuyor.

Yok yok kendisi salak!

Diyor ki bilgiç bir edayla “Başbakan açılım konusunda hazırlıksız yakalanmış.” Ondan başarısız olmuş. Bak sen! Olay olmuş bitmiş, arkasından analiz gelmiş. Konformist yorumcu. Bu analiz için epeyce iyi mekteplerde okumuş olmalı.

31 Ağustos 2009 tarihli Habertürk Gazetesinde, yani daha açılımın eli kulağındayken şöyle yazmışım: “Kanımca Başbakan açılım konusunu kucağında buldu. İçi o yüzden boştu.. Kervanın yolda dizilmesi ondan.”

Bu analiz için Başbakan değil ama gölgesinde yıkananlar epeyce kızmıştı bildiğim.

İnsanın şimdi karşılarına çıkıp “N’abeeer düdük?” diyesi geliyor.

Bizim televizyoncunun yeni durumla ilgili analizi de şu: “Açılımın kamuoyu desteği yok. Çünkü ağzına kötü bir tad gelmiş.” Bence ya dalga geçiyor ya da gerçekten salak.

Her durumda da bu adamdan akıl alan Hükümete, ona bavulla para ödeyen medya patronuna ve onu ciddiye alıp vakit kaybeden izleyiciye de acısam mı, “müstehak” mı desem, kafam karışıyor.

SOKAĞA DÖKÜLEN PARALAR-1

Bu aralar sokağa dökülen paralar çok dikkatimi çekiyor. Canımı sıkıyor. Ekonomik krizin derin etkisinden midir nedir? Kurumların harcadıkları paralarla elde ettikleri yararları karşılaştırıp duruyorum bu aralar.

Mesela Ziraat Bankası’nın harcadığı para dağ gibi zihnimde duruyor. “Ziraat Türkiye Kupası” konuşulmaya başladı ya her yerde “Ziraat Türkiye Kupası” ifadesi.

Bu ismi almak için Ziraat Bankası 4,5 milyon dolar ödemiş. Devlet bankası bu parayı nasıl öder konusuna girmeyelim. Takip edilmesi gereken tek devlet parası o değil ki? Hangi birinin hesabını yapalım?

Mesele ettiğim şey tamamıyla işletme ve pazarlama mantığına dayalı.

Bu parayı veriyorsunuz ve “Türkiye Kupasının adına adımı ekleyeceksiniz” diyorsunuz.

İyi de sizin adınız Ziraat değil ki. Ziraat Bankası! İkisi arasındaki farkı bilmem anlatabiliyor muyum?

Fortis öyle yaptı diye “Bankası” kısmını atmak olur mu? Aynı şey mi?

Ziraat kendi başına “tarım” demek değil mi? Bu kadar para tarım reklamı yapmak için harcanır mı? Hem de AB istediği için tarımımızın kuşa döndüğü bugünlerde?

“Sen şimdi mi uyandın, bu konunun üzerinden aylar geçti” derseniz haklısınız, iyi de dedim ya ekonomik krizin ülkeyi vurmasından mıdır nedir bugünlerde canımı sıkıyor sokağa dökülen paralar..

Not: Gündemdeki “suikast” olayıyla ilgili düşüncelerimi www.odatv.com’da okuyabilirsiniz.

AKLIMDA KALAN

Akşam Gazetesindeki bir haberin dili: Akşam Gazetesinde Isparta Eğirdir Komando Okulu’nda eğitim gören Afgan askerlerle ilgili bir haber vardı. “Afgan komando yanaşık düzene şaştı” başlıklı haberin girişi şöyle yapılmış: “Acemi askerlerin eğitiminde sıkça rastlanan ve eğitim çavuşları ile takım komutanlarının erken yaşlanmasına neden olan olayın bir benzeri…” Haberi yazan muhabir arkadaş belli ki askerliğini yapmış ki habere kendi yorumunu eklemiş. Gazeteciliğin nesnellikten öznelliğe geçtiği günümüzde hiç değilse esprili bir haberle karşılaşmak insanı gülümsetiyor.