Nuran YILDIZ

RESİM…

----- 08.01.2010 - 00:01 -----

Ülkem bu haldeyken cuma yazısı yazmak zor iş. Cuma yazısı bugün yok demek değil bu. Yalnızca ilk sırada yok.

Kafamın ilk sırasında başka konular var:

Ortalık toz duman.

Hakim kozmik odada. Güya asker hakimi takipte. Polis askerin ensesinde.

Kurumlar yıpranıyor.

Güven bunalımı derinleşmiş.

Paranoya almış başını gitmiş.

Siyaset askere darbe gözlüğünden, asker siyasete yıpranma penceresinden bakıyor.

Sonra Başbakan, Genelkurmay Başkanıyla Başbakanlıkta gerçekleşen rutin görüşmesini Genelkurmay’da yapıyor.

Ne demek bu?

“Aramızda sorun yok. Uyumluyuz” demek, özeti.

İyi, tamam da tüm bu saçma sapan gündemin sorumlusu kim o zaman?

İster istemez insanın aklına takılıyor: Yoksa Başbakan sistem üzerindeki denetimini mi kaybediyor?

İşte cuma yazısı;

AYRILIKLA NASIL BAŞ EDİLİR?

İki arkadaşım konuşuyor. Biri diyor ki “Eski aşkımı unutamıyorum. Onsuzluk öyle acı veriyor ki evimin her tarafına fotoğraflarını koydum. Gönderdiği aşk dolu mesajlarını telefonumda tutuyorum. Özlemekten acım artınca fotoğraflarına bakıp, mesajlarını okuyorum. Acım azalıyor.”

Diğeri itiraz ediyor: “Saçmalama. Acın o an için azalır ama böyle yaparsan acı çekme süren uzar.”

Araya giriyorum: “Senin ayrılıkla başa çıkma reçeten nedir?”

“Ona ait ne varsa çıkardım hayatımdan” diyor, “Fotoğraflarını attım. Mesajlarını sildim. Aklıma geldikçe anılara yoğunlaşmak yerine dikkatimi dağıtacak şeylere fırlatıyorum kendimi.”

“Ayrılıkla baş etme” konusundaki bu iki farklı yol üzerine düşünmeye başlıyorum. Kendi baş etme yollarımla karşılaştırıyorum.

Özledikçe onu hatırlatacak şeylere yoğunlaşmak yaraya tuz basmaya benziyor.

Ona ait her şeyi hayattan çıkarıp atmak ise yaşanmış bir hayata ve onu yaşayana haksızlık.

Üçüncü bir yolu olmalı bunun. Sizinki nedir?

CLOONEY’İN SKORU

Birileri oturmuş, saymış. En çok kadınla yatan adamları listelemiş. Araştırmada nasıl bir yöntem izlenmiş umurumda değil. Umurumda olan George Clooney’in sıralamadaki yeri.

Kendisine olan hayranlığımı bilen bilir. Tanrı yeryüzüne inseydi herhalde onun bedenini seçerdi. İnancım bu.

Adamın görünen yanı sıfır defo!

Ancak yattığı kadın sayısı 1000 (yazıyla bin). Sadece bin!

İlk sırada basketçi Chamberlain var, 20 binlik kadın sayısıyla. Fotoğrafını görseniz kırk yıl adam yüzü görmek istemezsiniz, o kadar çirkin.

İkinci sırada ise yazar Simenon. O da basketçiden kalmaz çirkinlikte.

Üçüncü sırada 5 bin kadınla Mussolini! Faşist olan. Aklıma birden Hitler’in etrafı kendisine hayran hayran bakan güzel kadınlarla çevrilmiş fotoğrafı geldi.

Bizim Clooney o muhteşem güzelliğiyle (inanmıyorsanız ana sayfamdaki “aklımdaki fotoğraflar”a bakın) yalnızca binde kalmış.

Ben de sanıyordum ki dünyanın bütün kadınları Clooney için sıraya girmiş. En azından kendi çevremdeki sıranın uzunluğundan biliyorum. İçlerinde genci var, yaşlısı var. Evlisi var (ki bir kısmı yalnızca Clooney için kocasının izin verdiğini söylüyor), bekarı var.

Belki de kendisi kayda değer bulduklarını itiraf etmiştir. Kim bilir…

AKLIMDA KALAN

Galatasaraylı Arda’nın saçmalıkları: Önce çocuk dedik. Sonra kaptan oldu ama deneyimsiz dedik. Pek çok tavrı, yanlışı hoş görüldü. Gençti ve çok yetenekliydi. Sahada kaptanlığına yakışmayacak agresiflikler yaptı. Olmayacak zamanda gitti olmayacak birine aşık oldu. Hepsi mazur görülebilir. Ne var ki bir futbolcu ne kadar iyi oynarsa oynasın önce “adam” olmalıdır. Adamlıkla çeneyi tutmanın doğrudan ilişkisi var. Arda çenesini tutamıyor. Florya’da telefonu Fener marşıyla çalan adamı tartaklamış. Tartaklamakla kalmamış “Ben olduğum sürece Florya’da Fenerbahçe marşı çalınamaz” demiş. Birileri Arda’ya bir profesyonel gibi davranmayı öğretmeli. Yoksa vazgeçtim dünya starı olmasından futbolculuk başarısı da fazla uzun sürmeyecek.