Nuran YILDIZ

BİR SÖYLEŞİDEN KALANLAR…

----- 15.01.2010 - 00:01 -----

“Bugün cuma yazıları günü ama…” sitemlerinizi duyar gibiyim. Beni “oyunbozan” olarak ilan ettiniz belki.

Duyar gibi olduğum için duymaz gibi yapmak zorundayım bu kez. Beni affedin. Söyleşiden aklımda kalanları sıralamam lazım:

1. Söyleşiyi beklediğimden daha iyi vermiş Akşam Gazetesi. Medya için “beklediğimden iyi bulmak” saptaması ne kadar ender bir durumdur bilir misiniz?

2. Dün ana sayfamdaki açıklamamda da gördünüz, bir soruya verdiğim yanıttan epey zorlayarak “Kurumlar arası kriz yok” ara başlığını çıkarmışlar. Önce o kadar kusur da olur dedim, sonra böyle bir ortamda ya bir kısım okur gerçekten benim kurumlar arası kriz olmadığını düşündüğümü sanırsa paniğine kapıldım. Şu ortama bakıp da kriz yok diyenin aklından şüphe ederim. Siz etmez misiniz?

3. Yer sıkıntısı nedeniyle gazetenin yer veremediği bir soruyu ve yanıtımı sizlerle paylaşmak isterim:

Özlem Çelik sormuştu: “TSK’ya kamuoyunun güveni sarsıldı mı?”

Ben de yanıt vermiştim: “Türk ordusu yalnız Türkiye Cumhuriyeti’nin değiştirilemez niteliklerinin savunucusu bir yapı gibi sunuluyor. Oysa Türk ordusunun bunun kadar önemli bir başka temel işlevi vatanı korumaktır. Vatanı korumak önce toprağı korumakla ilgilidir. Türk halkı için toprağa olan aidiyet hissi çok önemlidir. Türkler nereye giderlerse gitsinler köyüne dönmek fikrinden vazgeçemez. Başka halkların insanları öldükleri yerde gömülürler. Türkler nerede ölürlerse ölsünler, doğdukları topraklardaki mezarlara defnedilirler. Kendi toprağına aidiyet hissi olduğu sürece o toprağın savunucusuna güven de sürer.”

SİZ AYRILIĞA NASIL ALIŞIRSINIZ?

Başlıktaki soruyu geçen cuma sormuştum. Öyle ilginç yanıtlar verdiniz ki buraya yazmaz mıyım? Yazarım. Ama bugün değil. Önümüzdeki cuma. Büyük olasılık. Unutmazsam…

AKLIMDA KALAN

Nejat İşler vakası: Kendisini ilk Gülbeyaz dizisinde izlemiştim. O günden bu yana sevsem mi sevmesem mi bir türlü karar veremediğim bir tip. Gıcık bir yanı, itici bir tarzı var. Gıcığı ve iticiyi oynuyor mu, gerçekten mi öyle, hiç karar veremedim. Geçen gün Kelebek’te bir söyleşisi vardı İşler’in. Demiş ki “Adolf Hitler’de bir numara yok, etrafındaki beyin takımı güçlü.” Bir magazin figürünün ağzından bu sözlerin dökülmesi ilginç. Onun sözü beni Türkiye’nin gerçeklerine götürdü. Bizde de durum tam tersi. Liderler aslında görünenden daha az defolu ama etraflarındaki beyin takımında bir numara yok. Aynı söyleşide İşler “ ‘Mesnevi’de Geçen Hikayeler’ de hiç ilgimi çekmedi çünkü Mevlana’nın o, ‘ne olursan ol yine gel’ öğretisini sevmiyorum. Benim yüreğim o kadar geniş değil!” demiş hoşuma gitti. Bu kadar içten bir ifade bir oyun mu yoksa gerçek mi insan merak ediyor..