Nuran YILDIZ

“GOOGLE ENTELLEKTÜELİ” DANIŞMANLAR

----- 05.04.2010 - 00:01 -----

“Elifi görse mertek sanırmış” sözünü hatırladım. Almanya Başbakanı Merkel’in dış politika danışmanı Heusgen, Türkiye ziyaretleri sırasında BDP heyetine “Kürtler Müslüman mı?” diye sormuş. BDP’liler de gazeteciler de duruma pek şaşmış. Böyle dış politika danışmanı olur muymuş falan…

Olmaz mı, olur. Baksanıza dünya her şeyi bildiğini sanan hiçbir şeyi bilmeyen adamlarla dolu.

Heusgen hiç değilse sorusunu sormadan önce “Size aptalca gelebilir ama…” demeyi unutmamış. Eksikliğinin farkında yani. Bizde “Google”a girmeyi becerebilen herkes danışmanın şahı kesiliyor.

Bilginin ulaşılabilirliği, herkeste her şeyi bildiği yanılsaması yaratıyor. “Google entelektüel”leri dolu her yanımız.

Tuhaf mı? Değil. Bir konuda derinlemesine bilgi sahibi olan danışman ne zamandır aranıyor ki? Bildiğim, Türkiye’deki danışmanlık kuralları arasında “bilmek” niteliği yok.

Türkiye’de danışmanın makbulü;

Mümkünse bilmeyecek, duymayacak, görmeyecek olandır.

Yalakalık meziyetine sahip olup, en sık kullandığı cümle “Beyefendi bilir” olandır.

Kirli çamaşırları gizleme konusunda uzman, zaafların karşılanması konusunda mükemmel olandır.

İyi bir iş takipçisi olup hem kendisinin hem de “beyefendi”nin işlerini aksatmayandır.

Hem danışman derin bilgiye sahip olsa ne olur ki… Nasılsa bir politikacının bir danışmanda ihtiyaç duyacağı en son şeydir bilgi.

BAHAR TOZU

Bu bahar hiç bahar yazısı yazmadığımı fark ettim. Üzerimizi kaplayan kasvetten henüz kurtulamadığımızdan olsa gerek.

Belki de pembe, beyaz çiçekleriyle göz göze geldiğimiz ağaçlar “Bu sondan kaçıncı bahar?” sorusunu sordurduğu için.

Daha dün yanımdaki arkadaşıma “Önümüz kış” diye söylenirken onun şaşkın bakışlarındaki “Dur bakalım, daha kıştan yeni çıktık” itirazını görmeliydiniz. “Yine de bu, önümüzün kış olduğu gerçeğini değiştirmez ki” dememi engellemedi.

Farkında mısınız bahar, çiçek tozlarından başka tozları da serpiyor hayata. Bahar tozu diyorum ben. İnsanların üstüne üstüne yağıyor. Hayal görmelerine yol açıyor. Bulduğu ilk bedene yapışıveriyor yürek. Beden ne kadar çirkin, karakter ne kadar defolu olsa da üstüne yapışan yürek için, dünyanın en güzel, en anlamlı varlığına dönüşüyor.

Bahar tozu hayatı, neşeyi, coşkuyu, kıpır kıpırlığı doldururken içimize geçici bir körlük de yaratıyor. Akıl tutulmasına yol açıyor. Halüsilasyonlara boğuyor.

Bahar tozu… Kaçamıyorsunuz ondan. Yapmanız gereken tek şey hayatı, içinizdeki “hadi hızlan” diyen enerjiye rağmen yavaşlatmak.

Üzerinizdeki bahar tozları eriyince kar taneleri gibi, siz gerçeklerle burun buruna geliyorsunuz. Sıyrılıyorsunuz sarhoşluktan…

AKLIMDA KALAN

Emekli Org. Çetin Doğan’ın devir-teslim konuşması: Balyoz operasyonundan gözaltına alındı. Serbest bırakıldı. Dün yeniden tutuklama kararı çıktı. Bu süreçte ailesi tarafından öyle bir savunuldu ki, ne şanslı bir asker dedim. Pes etmeyi bilmeyen, mücadeleye kararlı bir ailesi var. Mektuplar, e-postalar yazdılar. Web sitesi kurdular. Olup biten olayların ardındaki gerçekleri paylaştılar. Ailesinden başka savunacak kimsesi olmayan askerlerin ülkesine dönüşmek ne kötü bir kader bu ülke için. Org. Çetin Doğan’la ilgili hatırladığım şeyler bu sürecin ilk gününden beri hep aklımda. Tanklar ve Sözcükler kitabımda yazmıştım: 20 Ağustos 2003. AKP Hükümetinin ilk yazı. Komuta kademsinin AKP’li ilk devir-teslim töreni. 1. Ordu'dan emekli olan Org. Doğan Komutanlığını devrediyor. Kızgın. Endişeli Türkiye için. AKP şakşakçılığında yarışan medyaya öfkeli: “Laik Cumhuriyete sinsice saldırıların sürdüğü mütareke yıllarını anımsatan aymazlık ve hatta ihanetlerin sergilendiği bu dönemde Cumhuriyete gönülden bağlı bütün güçlerin el ve gönül birliği yapması gerektiğine inanıyorum” (s.201). Sonra, bu süreçte kendilerine destek olan ulusal basının tüm simalarına minnettar olduğunu söyleyip ekliyor: “…bana Kurtuluş Savaşı’mızdaki mütareke basınını acıyla anımsatanlar bu teşekkürlerimin dışındadır” (s.202) Bugün Org. Doğan’ın başına gelenler o günlerin kin ve intikam duygusunu taşıyanların ürünü olsa gerek. Buradan Org. Doğan ve ailesine sevgi, saygı ve selamlarımı gönderiyorum.