Nuran YILDIZ

MARX’I OKURKEN…

----- 02.06.2010 - 00:01 -----

Panik yok! Burada ne “Komünist Manifesto”dan ne de “Das Kapital”den alıntılar yapmayacağım. Ağdalı, anlaşılmaz, uzun cümleler de kurmayacağım.

Burada Marx’a yapılmış haksızlıklardan yalnızca birini düzeltmek istiyorum. O kadar…

Hafta sonu.

Geçen hafta, doğum günü krizine girmiş her kadın gibi oturmuş, sevgili Tuluhan Tekelioğlu’nun “40’ında 40 Kadın” kitabını okumaya hazırlamışım kendimi. Ağlamaklıyım hafiften, yaş ilerliyor ya…

Salonun orta yerindeki pufun üzerinde Tuluhan’ın kitabıyla birlikte dört kitap daha duruyor. Nedim Şener’in “Uğur Dündar: İşte Hayatım”, Ercan Çitlioğlu’nun “Başbuğ”, TÜBİTAK yayınlarından çıkan Frank Vertosick’in “Beynine Bir Kez Hava Değmeye Görsün” ve Jacques Attali’nin “Karl Marx: Evrensel Zihin.” İlkini bitirdim, ikincisi yarım, diğer ikisi sırada.

Elimi “40’ında 40 Kadın”a uzatırken, Attali’nin kitabını alıveriyorum. Sanırım bunu bana yaptıran, “beni oku” dedirten, kitabın alt başlığı: “Evrensel Zihin.”

Okumaya başlıyorum. Kısılıp kaldığımız dünyada “zihni evrensel” bir düşünürün biyografisi beni heyecanlandırıyor.

Üstelik Marx’ı, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin danışmanı Attali’nin kaleminden okumak da başka bir bakışaçısı sunuyor.

“Karl Marx: Evrensel Zihin”i okurken Marx’a en büyük kötülüğü Marksistlerin yaptığını düşünüyorum. Entelektüel derinlikleri tartışılmaz olan düşünürler, Marx hakkında yazarken onu anlamayı güçleştiriyorlar. Dolambaçlı yollardan geçiyorlar.

Sanırım Marksist, Neo-Marksist entelektüeller onu anlaşılır kılmaya çalışırlarken anlaşılmaz kılıyorlar.

İnsanın en tanıdık alanı olan üretim ilişkilerini öyle perspektiflerden sunuyorlar ki okuru metinden uzaklaştırıyorlar.

Marx hakkında ilk okuduğum kitap Garaudy’nin “Marx İçin Anahtar”ıydı. Hocam Ahmet Taner Kışlalı çevirmişti. Belki de onun dili nedeniyle, anlamakta fazla zorlanmamıştım ama sonraki okumalarda hayli zorlanmıştım. Üniversitede hocalarım Kışlalı ve Mümtaz Soysal olunca işim kolaylaşıyordu…

Diyeceğim o ki, Marx’a yapılan haksızlıkların en büyüğü, 20.yüzyılın en etkili, en umut veren devrimcisini ikincil ve hatta üçüncül kaynaklardan okumak.

Size tavsiyem Marx’ı okumak ve anlamak için aracıları çekin aradan. Marx’la baş başa kalın.

AKLIMDA KALAN

CHP Grup toplantısındaki görüntü: Televizyondan izledim. CHP’nin şimdiki Genel Başkanı Kılıçdaroğlu kürsüde konuşuyor. CHP’nin önceki Genel Başkanı Baykal dinleyici sıralarında oturuyor. Kameralar dibine kadar sokulmuş, neredeyse burun deliklerine odaklanmış, mimik kontrolü yapıyorlar. O dinliyor. İzlerken aklımdan “ne güzel bir görüntü” düşüncesi geçiyor. Baykal tavır koyup gelmeyebilirdi, geldi. Küstüm oynamıyorum deyip gelmeyebilirdi, geldi. Hastayım deyip ilk haftayı geçiştirebilirdi. Yapmadı. Yeni Genel Başkanını dinleyen, eski Genel Başkan olarak oradaydı. Biz böyle bir manzarayı görmeyeli epey olmuştu.