Nuran YILDIZ

“YÜREKÖLÇER”

----- 29.09.2010 - 00:01 -----

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun “Anayasa’yı değiştirmek istiyorsanız neden seçim sonrasını bekliyorsunuz? Gelin şimdiden başlayalım,” demesiyle Erdoğan cephesi ayaklandı.

Başbakan “Samimi değil” deyip çıktı işin içinden. Sanki elinde “anında samimiyet ölçer” aleti var.

Hadi o Hükümetin başı, kendince yanıt verebilir. Peki Cumhurbaşkanına ne demeli?

Türkiye’de gündem yangın yeriyken ağzını bıçak açmamışken… “Burada neler oluyor?” demek yerine Twitter’la haşır neşir olmayı seçmişken…

Şimdi geldi, konuya aradan girdi. Hem de Cumhurbaşkanı olduğunu unutarak “Söylem samimiyse bunu dikkate almak gerekir” deyiverdi.

Bir parti başkanının samimiyetini sorgulamak Cumhurbaşkanının işi midir?
Ne yaparsınız ki oluyor burada böyle şeyler…

Oysa… Bizzat bu iki politik aktörün siyaset sahnesine girdikleri andan itibaren samimiyetleri tartışılıyor değil mi?

Hatta herkesin şüphesiz bildiği bir gerçek de yok mu: birbirlerine bile samimi değiller!

Güya kader birlikleri var. Güya yol arkadaşlıkları var. Güya ortak hedefleri var. Ve de aynı rahleden geçmişlikleri…

Dava arkadaşı olarak bile birbirlerine samimi değillerken Kemal Beyin samimiyetine laf söylemeleri ipin ucunun kaçması değil de nedir?

Halkla ilişkilerine gelince, durumlarını samimiyet sözcüğü değil “mış gibilik” kavramı açıklayabilir.

Öyleymiş gibi görünmeye harcıyorlar tüm enerjilerini. “Mış gibi”liklerini durmadan üretecek bir uzmanlar ordusuyla dolaşmaları ondan. Sonra da dönüp Kemal Beyin açıklamalarında samimiyetsizlik arıyorlar.

Oysa Kemal Beyin samimiyetini ölçecek bir tek alet var: “Yürekölçer”dir o da.

Hiç duydunuz mu “yürekölçer”i? Hani hepimizin yüreğinde durur da adını koymayız, işte o…

Diğerleri o ölçünün yanından bile geçemez.

AKLIMDA KALAN

“Orada duracaksın” açıklaması: Geçen hafta Türkiye Bilişim Derneği ile Halıcı Yazılım’ın ortaklığındaki “Twitter Ne Alem?” panelinde konuşmacıydım. Tam “iletişim”le “temas” kavramları arasındaki farkı anlatıyordum… Konuşmacılardan biri “AKP Twitter’ı anlamış, CHP anlamamış” demesin mi? Sanal dünyada Kemal Beyin etkisinin dünya ölçeğindeki liderler sıralamasında ilk 9 arasında yer aldığını söylüyorum. Konuşmacı devam ediyor, “CHP’nin yaklaşımı bağnaz bir Kemalizm…” İşte o zaman sözünü bitirmesine izin vermiyorum. Yaptığım, söz kesme işi kabalık ama onunki de had bilmezlik değil mi? “Kemalizme bağnazlık diyemezsiniz. Bu, medyadaki kendini bilmezlerin ağzıyla konuşmaktır.” Ses tonum “Orada duracaksın” ses tonu. Bir süreden beri medyatik cahiller tarafından kendi varlığımıza karşı sürdürülen kara propagandanın en haddini aşan söylemidir Kemalizme bağnaz, statükocu diyebilmek. Her şeyi inkâr etmeniz mümkün gerçekle sanalın karıştırıldığı günlerde… Ama… Kemalizmin akla ve bilgiye dayalı bir ideoloji olduğunu inkâr etmek olur mu? Akıl ve bilginin öncelendiği hiçbir düşünce sistemi bağnaz ve tutucu olamaz. Olduğunu söyleyen biri varsa, orada yanlış giden çok şey var demektir ve orada duracaksın…