Nuran YILDIZ

MHP’NİN BARAJ SORUNU MU?

----- 25.05.2011 - 00:01 -----

MHP’nin seçim barajı sorunu yaşayacağına hiç inanmadım. Araştırmaları da pek umursamadım.

Bizim haftalar öncesinde yaptığımız saptamayı seçime üç gün kala araştırma şirketleri yapar ve sonra “en yakın sonucu biz bildik” diye ortaya çıkarlar.

MHP’nin “arkası yarın”sal kaset sorununa rağmen...

Hem siyaset hem de iletişim tarihinde hayli ilkel noktaya denk gelen siyasal reklam diline rağmen…

MHP baraj altında kalmaz.

Medyamın bilgiden yoksun yorumcularının “AKP, MHP’yi baraj altında bırakmak için kaset olayını tezgâhlıyor” yorumları saçma ve de komik.

Ne Baykal ne de MHP olayında Başbakan Erdoğan’ın parmağı olduğuna inandım ben.

Tam tersine, CHP’nin Baykallısı, MHP’nin Meclis’te olması Erdoğan’ın en çok işine yarayacak durumdu.

MHP “Bırakın beni düşeceğim” dese de, Erdoğan onu yukarı çekerdi benim bildiğim.

Yine de MHP baraja falan takılmaz, takılırsa siyasi tarihi yeni baştan yazmak lazım olacak.

Bir kere her hareket kendi zıddını doğurur. Kürt milliyetçiliği yükselirken Türk milliyetçiliğini de tetiklemiş olsa gerekir.

Üstelik hem iktidarın dili hem de kaset stratejisini idare eden odağın dili MHP’yi alabildiğine sevimli göstermek için işliyor.

Dahası saldırı, duracağı noktayı kestiremezse anında mağdurunu yaratır.

Hem seks, yasak ilişki türü yatak hikayeleri halkımız tarafından en fazla pornografik film ilgisi çeker. “Helal olsun” hissini körükler.

Ve de… Görüntülerin dağıtıldığı ortamın niteliklerini unutmamak gerekir. Internet mecra olarak alım gücü, eğitim düzeyi yüksek kişilerce ve de gençler tarafından izlenir. Onlar için de seks çoktan aşılmış bir olaydır. Etkisi sınırlıdır.

Benim bu hikayede anlamadığım nokta;

Madem işi profesyoneller yapıyor. Madem teknik ve stratejide acayip iyiler. Öyleyse kaset hikayelerinden gerçek beklentileri ne? Durum tersine işlediğine göre…

KADIN HAKLI!

Bir ülkede yasa dışılık kurumsallaşmışsa…

Hapishaneler yasal olmayan yollarla toplanan delillerle suçlanan tutuklularla doluysa…

Yasa dışı yollarda kaydedilmiş kasetlerle özel yaşamlar katlediliyorsa…

Ne var bunda, özgürlük var, her şey tartışılabilir “large”lığına gark olmuşsak…

Kadının biri de çıkıp “İkinci, üçüncü, dördüncü eş yasalaşmalı. Nasıl olsa herkes yapıyor” diyebilir.

O kadını ayıplamadan önce bu gidişin değirmenine su taşıyan kendinizi ayıplayın(ız). İki yüzlülüğü açık ettiği için o kadını da alkışlayınız.

BODRUM’A DOĞRU YOLA ÇIKTI YÜREK

Medya sitelerinde bir fotoğraf: Ahmet Hakan, patronu Aydın Doğan’la Bodrum gecelerine akmış. Ahmet de durumu tweet’lemiş.

Öylece durup, Bodrum gecesinde, barlar sokağında çekilmiş fotoğrafa bakıyorum.

Bakarken de düşünüyorum, gazeteci milleti eskiden gösterişi bu kadar sevmezdi. Bu kadar kolay baştan çıkmazdı.

Neyse. Kim kiminle, nerede ne yapıyor, ilgilendiğim bir durum değil.

İlgilendiğim Ahmet Hakan’la Aydın Doğan’ın arkasındaki sokağın görüntüsü.

Daha yaz başlamadan, barlar sokağı yükünü almışa benziyor. Cıvıl cıvıl bir hâl.

Kahramanlarımızın önünde durduğu “Babba” her önünden geçişimde içeri dalıp tüm ayakkabıları denediğim dükkan.

Yüreğimi Bodrum’a doğru yola çıkaran ayrıntılara dalıp gittim. Sonra da önümdeki çalışma programına baktım, hangi araya sıkıştırabilirim bir Bodrum kaçamağını…

AKLIMDA KALAN

Bir dost sesi: Çok sevdiğim ve uzun zamandır sesini duymadığım bir dostun sesini duydum dün. Hep olduğu gibi konuşurken çok güldük. Dalga geçtik. Şaka yaptık. Özlediğimi söyledim bu muhabbeti. Dostları özlemek iyidir. Özlediğini söylemek daha da iyidir. Özleyecek dostları olmak çok daha iyidir. Hadi siz de özlediğiniz bir dostunuzu arasanıza, uzun süredir sesini duymadığınız.