Nuran YILDIZ

“BAŞKALARININ ANLATACAĞI HİKAYELER DAHA ÖNEMLİ”

----- 23.11.2011 - 00:01 -----

Çeşme Altınyunus’dayım. Güneş ışıl ışıl. Deniz çarşaf. Yok, keyif gezisinde değilim. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF)’nun “Global Gelecek, Global İşbirliği” toplantısındayım.

Coca Cola’dan Pepsico’ya, Pınar’dan Ülker’e, McDonalds’dan Unilever’e, Efes’ten Cargill’e gıda sektörünün devleri katılımcılar arasında.

Başlıktaki söz, Unilever Dünya Satınalma Başkanı Marc Engel’e ait. Dinlediğim en besleyici konuşmalardan birini yaptı Engel. Unilever’in en önemli amaçlarından birinin “çevre ayak izini azaltmak” olduğunu söyledi.

“Çevre ayak izi.” Bir üretici firmanın çevreye etkisini/zararını anlatan daha anlamlı bir söz olabilir mi? Bayıldım.

Marc Engel, sorumlu ve duyarlı üretim anlayışında liderlik yaparak rekabet avantajı kazandıklarını örnekleyen konuşmasını şöyle bitirdi:

Önemli olan bizim anlattığımız hikayeler değildir, başkalarının bizimle ilgili anlattığı hikayelerdir…

İmaj yönetimi en iyi bu sözle özetlenir. Kendisine tapan ve kendisini anlatmaya bayılan insanların ülkesinde, bu yaklaşımı anlatabilmenin zorluğunu varın siz hesaplayın.

ALAÇATI’DA FERDİ BABA

Çeşme’ye gidince Alaçatı’ya uğramadan olur mu? Olmaz. Oraları iyi bilen bir arkadaşıma kısa zamana sığabilecek önerisini sordum.

“Ferdi Baba’da balık ye” dedi.

Muhabbetinden keyif aldığım başka bir arkadaşım beni otelden aldı. Vardık Ferdi Baba’ya.

Arkadaşımın önerdiği kadar var, ne de olsa seçkin ve pahalı zevkleri olan biri. Neyse ki hesabı ben ödemeyeceğim.

Denize sıfır balıkçıda, denizin en dibindeki masada oturmak istedik. O masalardan birinde oturan genç bir adam, “Ben yerimi verebilirim” dedi. Ben onun teklifine şaşırırken, hazır cevap arkadaşım yanıtladı: “Beyefendi ben sizin yerinize değil, hanımefendinin gönlüne talibim.”

Arkadaşımın rahatlığı tüm restoranı güldürdü, “espri yapıyor” açıklamasını yapmak zorunda kaldım.

Hava muhteşem. Ferdi Baba öyle. Masada kırmızı şarap. Tabakta balık. Dibimde deniz. Karşımda hoş sohbet biri.

O keyfi somutlamak, önerisini yerine getirdiğimi de Ferdi Baba’yı öneren arkadaşıma kanıtlamak istiyorum. Masadaki “Ferdi Baba” yazılı zeytinyağı şişesine talip oluyoruz.

Restoran çalışanları “Belirli sayıda var, veremeyiz” diyor. Arkadaşım inat ediyor: “Bir cam şişe değil mi, ücretini hesaba ekleyin.” Adamlar kabul etmiyor.

Bir cam şişeyi müşteriye çok gören lüks bir balıkçı! Fiyatlarıyla tavırları arasında acayip bir çelişki.

Sonuç: Üzerinde “Ferdi Baba” yazılı zeytinyağı şişesi şimdi benim mutfağımda.

AKLIMDA KALAN

Kasım Gülek’ten akılda kalacak ders: Duymamıştım, Ahmet Hakan’ın köşesinde okudum. Kamer Genç’in sevgilisi olduğunu iddia eden bir kadın, Seda Sayan’ın programına konuk olmuş. Sohbet öyle lüzümsuz ilerlemiş ki, gelip Kamer Genç’in sünnetine dayanmış. Yazıyı okuyunca aklıma Kasım Gülek geldi. Kasım Gülek CHP Genel Sekreteri olduğu günlerde muhalifleri, sünnetsiz olduğu iddiasını ortaya atmış. Kasım Gülek bu, yanıt vermeden durur mu? Bu konudaki fikrini soran gazetecilere şöyle bir bakmış ve “Bunu söyleyenlerin karıları da amma dedikoducuymuş” deyivermiş. Bir daha da kimse bu konuya girmemiş.