Nuran YILDIZ

BURADAN BAKARSANIZ HERŞEY KOMEDİ

----- 15.12.2011 - 00:01 -----

Haklıydın.

Haklı çıktın.

Haklıymışsın.

Sen demiştin.

Deseniz ki, “En çok neden sıkıldın?”, yukarıdaki dört cümleyi ve türevlerini duymaktan sıkıldığımı söylerdim size.

Tarih 14 Haziran 2011. Genel seçimlerin sonuçlarının açıklanmasının bir gün sonrası. Bugünden tam 6 ay öncesi.

Bu web sitesinde “İki Saptamayı Buraya Yazayım da…” başlıklı bir yazı yazmışım.

İki saptamadan biri olarak “Bence artık Cumhurbaşkanının süresi 7 yıl!” yazmışım. Sonra da eklemişim “Yanılırsam okur gelip beni bulsun.”

Bugün. Hükümet sürenin 7 yıl olduğunu seslendiriyor. Yıllardır siyaset biliyorum martavalıyla iş dünyasından, medya patronlarından statü ve para götürenler zaten artık iyiden iyiye somutlanmış durumu kendileri tahmin etmiş gibi ahkâm kesmekteler.

Hele bir tanesi var ki yıllar yılı Doğan Grubunun o gazetesinden bu televizyonuna gezen, yerini hayli sağlamlamış olan, hukuki tezler sıralıyordu dün.

Oysa. Türkiye’de siyaseti okumayı biliyorsanız, olacakları tahmin etmeniz zor olmaz. Türkiye’de siyasetin mantığına hakimseniz hukuk bilmeniz falan da gerekmez.

Diyeceğim o ki, bilerek bakarsanız, akıllıyı oynayan aptalların haline ya katıla katıla gülersiniz, ya da eblehliğin düzeyi karşısında tırnaklarınızı yersiniz.

Keşke zeki insanlara da geri zekâlılara gösterilen ilginin yarısı kadar bir ilgi gösterilseydi…

GÜZEL AMA BEKAR KADIN SORUNSALI

Geçen akşam bir iş yemeğindeyim. Masadaki adamlardan biri masadaki kadınlardan birine neden evlenmediğini sordu. Kadın “Evlenmek kim, ben kim” diye yanıtladı.

Eğilip kadına, neden geçiştirmelik bir yanıt verdiğini sordum. “Çünkü sıkıldım bu sorudan, kısa kesmek için” dedi.

Kadın güzel. Başarılı. Erkeklerden talep görme konusunda hiç sıkıntısı yok. 40’ını geçen bu tip kadınlara hep aynı soru soruluyor: Neden evlenmedin?

Soranlar da haklı. Kendilerinin ya da arkadaşlarının evli olduğu kadınların ortalamalarına bakıp, o ortalamanın epey üzerindeki kadınların birileri tarafından nikah altına alınmamış olmalarını anlamıyorlar.

Oysa her şeye yetebilen kadınlar her şeye yetemeyen erkeklere tahammül edemeyince evlenmek fikrinden uzak yaşıyorlar.

Kendilerini tamamlamak için kendilerini tamamlamış erkekler bulmaları zor, tamamlamamış adamlara da “evet” demek külfet oluyor.

Belki de Shakespeare’in Venedik Taciri’nde, güzel Portia’ya söylettiği gibi “Evlenmek de asılmak da kadere bağlı”dır.

Ya da dünyada 6 milyarı aşkın insan yaşıyor. Bunun yarısının kadın, yarısının erkek olduğunu düşünün. Doğru insana rastlamak olasılığı nedir? Bence evlenme ya da evlenmeme durumu bu soruyla yakından ilişkili.

Evlenmiş olanlar ya doğru insanı bulduğunu sananlar ya da aramaktan/beklemekten yorulmuş olanlardır.

Evlenmemiş olanlar ise, “ya doğru insan olsun ya da hiç olmasın” meydan okumasını hayata dayatanlardır.

AKLIMDA KALAN

Hakan(ım) Gündüz’ün klibi: Canım sıkılmış. Kafayı takacak bir konu aranıyorum. Telefonum çalıyor, sanki içine doğmuş gibi. Arayan Hakan(ım) Gündüz. Bu ülkenin en karizmatik dj’i. Biliyorum ne zaman onunla ilgili bir şey yazsam ortalık karışıyor. Dinleyicileri isyan bayrağını çekiyor. Geçen gün Hakan’ın konuğum oluşunu yazdım, adamın mail sistemi çöktü, “bize de gel” davetlerinden. Benim okurlarımın sitemleri ayrı hikaye. Hakan, Facebook’taki “djhakangunduz” sayfasındaki klibi izlememi istedi. Çok sevdiği bir şarkıya kendisi klip yapmış! Göktürk, Kemerburgaz ormanlarında çekmiş. Evi orada. Klip “Bizim buralarda güneş benimle birlikte doğar” sözleriyle başlıyor. Müthiş bir özgüven! Muhteşem bir manzaranın içinden tüm karizmasıyla yürüyor adam, fonda acımsı bir müzik. Facebook’unuz varsa ve bir kişi kendi oynadığı klibi kendisi nasıl çekebiliyor merak ediyorsanız izlemelisiniz.