Nuran YILDIZ

BAŞBAKAN İÇİN 6 AY ÇOK ÖNEMLİ

----- 16.01.2012 - 00:15 -----

İşinde çok başarılı bir kardiyologla yemek yiyoruz. Ve tuhaftır ikimiz de Başbakanın aynı cümlesine takılmışız. İkimiz de kendi uzmanlıklarımızdan bakıp aynı şeyi görmüşüz.

Hani gazeteciler İstanbul’da daha mutluymuş gibi görünmesinin nedenini sorduklarında, Başbakanın verdiği yanıt var ya işte o cümle:
“Mutluluktan öte doktorlarım orada olduğu için hafta sonları onlarla olmak durumundayım…

Başbakanın bu sözleri, son zamanlardaki Hükümet politikalarıyla kalbini kırdığı doktorlara birazcık iyi gelse de, kardiyolog arkadaşımla benim saptamam bu kadarcıkla kalmıyor, dahası var.

Başbakanın geçirdiği ameliyatın sonucu 6 ay sonra yapılacak bir tetkikle kesinleşirmiş. Bu 6 ay, doktorların kontrolünde geçermiş. 6 ay sonra Başbakanın sağlık durumu netleşirmiş.

Böyle bir bilinmezlikle yaşarsanız elbette kendinizi doktorlarınızın olduğu kentte iyi hissedersiniz!

Hangimiz güvendiğimiz, başımıza kötü bir şeyin gelmesini önleyeceğini bildiğimiz insanların yanında kendimizi iyi hissetmeyiz ki? İşte bunun adı sonsuz güvendir…

Biz sıradan insanlar, kendi sıradan dünyamızda ararız sonsuz güveni. Başbakanlar ise sağlık söz konusu olunca doktorlarında arayabilir ancak.

Ve insanlar başına gerçekten ne geleceğini ancak 6 ay sonra öğrenebilecekse o süreyi iki şekilde geçirebilirmiş: Ya tedirginliği bırakarak cesur kararlar alıp daha anlayışlı ve affedici ya da daha kasıp kavurucu, intikam alıcı olurlarmış.

Başbakanın söylem ve kararlarına bir de bu açıdan bakın.

İSTANBUL YEME-İÇME İŞİNİ BİLMEZ

Hep ama hep aynı şeyi düşünüyorum, fikrim bir türlü değişmiyor: İstanbul yeme içme konusunda Ankara’nın eline su dökemez!

Nedeni basit, Ankara lezzet ve servise odaklıdır, İstanbul işin “show business” kısmına takılır.

O nedenle İstanbul’da ünlü ve moda restoranlar vardır. Çoğu her yıl ya isim ya da işletmeci değiştirir. Kalıcı olanlar ise ya Ankara’dan gidenler ya da kendi yörelerinin lezzetini sunanlardır.

Ankara’dan gidenler orada kolayca tutunur da, İstanbul’dan Ankara’ya gelenler uzun ömürlü olmaz. Papermoon bile geldiği gibi gitti, düşünün.

İstanbul’dan meşhur “Günaydın Steak House” açıldı Arjantin Caddesi’nde. Köyümüze sinema gelmiş edasıyla gittik.

İstanbul’da “muhteşem” diye abartılan etin lezzeti bizim için aman aman değil. Üstelik servis bir felaket.

İşleyiş fast food görüntüsü veriyor. Başlangıçları tatmaya fırsat bulamadan ana yemeği burnunuza dayıyorlar.

“İstemedik ki” diyoruz, götürüp 10 dakika sonra “Yemezseniz et sertleşecek” diyerek geri getiriyorlar.

“Acı sos” istediğinizde kırmızı pul biberden başka bir şey getirmeyen bir restoran biliyor musunuz? Günaydın Steak House öyle.

Ankara müşterisini çözemeyen İstanbullu işletmeci bu şehre gelmese iyi olur.

Biz servise, lezzete, ayrıntıya dikkat ederiz.

Sırf pahalı ve moda diye bir restorana gitmez, parası yüksek olan bir şeye iyi muamelesi yapmayız.

Yazmaktan sıkıldım ama yine yazayım: Şöhretinden para basan bir çok İstanbul restoranı, Ankara’nın 3.sınıf restoranlarıyla bile yarışamaz.

AKLIMDA KALAN

Başbakanın sözleri ve bilinçaltı: Fenerbahçeli Lefter öldü. Futbolseverlerin başı sağolsun. Başbakan Erdoğan da Lefter’in ölümüyle ilgili düşüncelerini açıklıyor: “Kaybettiğimiz Türk futbolunun efsane ismi (…) Lefter’e ülke olarak, millet olarak şükran duygularımızı ifade ediyorum.” Başbakanın kastıyla bu cümle şöyle başlamalıydı: “Türk futbolunun kaybettiğimiz efsane ismi…” “Kaybettiğimiz” sözcüğü neyi nitelemek istiyorsak onun başına gelmeli. Ancak görünen o ki, Fenerbahçe’nin durumuna, Federasyon’un çıkmazına bakan Başbakanın bilinçaltı, Türk futbolunu kaybettiğimizi yakalıyor.