Nuran YILDIZ

“YAZMAK İSTEDİĞİNİ YAZ…”

----- 19.01.2012 - 00:01 -----

Bundan epey bir süre önce medyanın epey yukarılarındaki bir dostla sohbetin dibini bulmuşken…

“Türkiye’nin gündemi bir sakinlesin, tüm yazılarımı cuma yazılarımın içeriğinde yazacağım. Aşk, yaşam, ilişkiler üzerine” demiştim.

“Niye ki?” demişti dostum.

“Çünkü, her şey aslında insanın kendisiyle ilgili. Kendisiyle ilgili sorunları çözemeyenler başkalarıyla ilgili sorun yaratıyorlar.

Dostum derin bir iç çekmişti: “Ülke gündeminin sakinleşmesini bekleme o böyle gelmiş, böyle gidecek görünüyor, sen yazmak istediğini yaz…”

Öyle yapıyorum.

İTİNAYLA RENK KATILIR

“Önce imam nikahı yaptık” deyip sonra lafını geri almak zorunda kalan popçu, erkek arkadaşını hayatına “renk katan biri” olarak tanımlıyor.

Zamanın ruhuna uygun bir sevgili tanımı. Renk katan sevgili ararsanız gökten yağmur gibi yağar, hayata anlam katanını ararsanız tepenize bir damla düşmez.

Boya tüpünde renk bitince ha üç kez “boş ol”, ha “sıkıldım, herkes kendi yoluna” demişsiniz, ne fark eder?

Hangi aklı başında insan hayatına anlam katacak birini arar ki anlamsızlıklar dünyasında? Ancak. Renk derseniz herkes ressam!

İlişkiye renk kattın kattın, katamadın geçmiş olsun! İlişki paydos! İlişkiyle ilişme aynı şey oldu çıktı.

UZUN SÖZE GEREK YOK

Nuri Bilge Ceylan’ın kazağı: Kendisini severim. Duruşuna saygım sonsuz. Adam mesafeli. Temiz. SİYAD’ın ödül gecesine smokin yerine kazakla gelmiş. Umarsamamış mı, saygı mı duymamış, küçümsemiş mi? Sanırım hiçbiri değil, öyle olsa geceye katılmazdı. Bence canı o gece sokağa çıkmak istemiş, bahanesi de SİYAD olmuş.

KODAK’ın iflası: CNN International’da izleyince üzüldüm. KODAK iflasını ilan etmiş. Amatör fotoğrafçılığımızın başrol oyuncusuydu KODAK fotoğraf makinesi. Film rulosu. Bugünün melez teknolojileriyle telefon, televizyon, bilgisayar, fotoğraf makinesi, video kamerası gibi tüm işlevleri artık bir tek cihaz yapabiliyor. KODAK bu çok işlevliliğe uyum sağlayamadı. İflas sırasında diğer uyumsuzlar var.

Ajda Pekkan’ın sevgilisi: Genç ve yakışıklı işadamıyla Ajda Pekkan’ın fotoğrafları basında yer almış. Ajda Hanım adamın beline öyle sarılmış ki genç ve yakışıklı sevgili bulan her yaşlı kadın da öyle sarılır zaten. İyi de öyle bir adam Ajda’da ne bulur? Kedi kadınlık ve şöhret! Kedi kadınlık “Sana ihtiyacım var. Mır mır… Mır mır..” Şöhretli kadının ortalama erkekte uyandırdığı his ise, tıpkı paralı adamın ortalama kadında yarattığı hisse denk gelen bir şey.

Meltem Cumbul: Kimsenin kolayca bulamayacağı bir fırsatı yakalamış. Sevmeyeni de hayli fazla. Öyleyse neden ilkokul müsameresi içeriğinde bir konuşma yapar? Zarif elbiseleri iyi taşıyan bedenine neden çuvalvari bir şey giyer ve de zorla traşa götürülmüş oğlan çocuğu özensizliğinde saçla sahneye çıkar? Tamam eleştiriler kıskançlıktan olabilir ama biraz da kendine bakmalı insan.

Hülya Avşar’ın Papia’sı: Tuvalet kağıdı markası Hülya Avşar’la neden çalışır? İletişim ve pazarlama dünyası bu sorunun yanıtını ararken Papia’nın yeni reklamlarını izledik. Hülya Avşar “Ya tarih olursun ya da cesur olur adını tarihe yazarsın” diyor reklamda. Tuvalet kağıdının cesaretle ne ilişkisi olabilir? Şimdi yanıtı aranan soru bu. Yoksa Papia çok mu sert?

AKLIMDA KALAN

Başarı rastlantı değildir saptaması: Çarşamba günü Bolu’daydım. Cumhurbaşkanı Gül’ün inceleme yaptığı Beypiliç’te. Genel Müdür Sait Koca ile önce kesimhaneyi gezdik, sonra sohbet ettik. Özel giysiler giydik, maskeler taktık. Dezenfekte edildik. Tepemizden dizi dizi geçen piliçlerin altında dolaştık. Çiğ tavuk kokusu başta ağır geliyor ama sonra alışıyor insan. Sohbet sırasında Sait Bey, Beypiliç’in başarısını anlatırken hayatın içinde kendi duruşunu da üç cümleyle özetledi: “Yaptığın işe inan”, “Meraklı ol” ve “Mutlaka hedef koy.” Sonuncusu hariç, benim de uyguladığım ilkeler bunlardı. Belki yeterince başarılı olamayışımın sonuncu ilkeyi hayata geçiremeyişimle ilgisi vardır…