Nuran YILDIZ

ERDOĞAN NEDEN CHP’YE VURUYOR?

----- 01.02.2012 - 12:15 -----

Başbakan Erdoğan her salı, düzenli olarak CHP’ye vuruyor. İyi de bunu neden yapıyor?

Karşısında iktidar alternatifi bir muhalefet yok.

Gücü ve etkisi giderek artan bir muhalefet lideri yok.

Belirli bir ivmeyle artan bir oy oranı yok.

İyi de neden her salı ağır cümleler sarfediyor? Tamam, bu tavrına anlam veremeyenler için ağır sözlerinin arkasına “Ama Allah var, biz Kılıçdaroğlu’ndan çok memnunuz” diyerek dalgasını geçiyor geçmesine de, bu da bir tür söylenme gibi.

Kemal Bey Başbakanın ağır eleştirilerine altta kalmayan yanıtlar veriyor ama “sözü söyleyen”ler arasındaki bir karşılaştırmada hiçbir veri Kemal Beyin lehine değil.

Her salı TBMM parti grupları arenasında CHP’ye vurmadan, dalga geçmeden olmuyor. İyi de soru aynı: Bunu neden yapıyor?

Sanırım Başbakan kocaman siyaset arenasında tek başına olmaktan hayli muzdarip. Siyaset yolunun her dönemecinde dikiz aynasında kendisinden başkasını göremeyişinin can sıkıntısı ilk neden.

İkinci neden, bir yel değirmeni yaratıp ona kılıç sallamadan şövalyelik yapamayacağını biliyor.

Sanırım, kendisini tedirgin edecek, “dur” diyecek, kaygılandıracak, zorlu her konuda kendisini yeniden değerlendirecek gerçek bir “öteki”nin olmadığı yerde, sözcüklerle kendi “öteki”sini yaratmaya çalışıyor.

“Biz muhalefetten memnunuz” demesini, egosu yüksek, kibri fazla bir adamın içine düştüğü kaçınılmaz yalnızlıkta, “Ben böyle iyiyim” demesindeki çaresizlik olarak yorumlamak da mümkün değil mi?

AKLIMDA KALAN

Son yazımdaki bir cümle: “TFF Yönetilemez” başlıklı yazımın son paragrafında futbol dünyasında olup bitenlere dur diyecek biri varsa onun da Başbakan Erdoğan’ın kendisi olduğunu söylemiştim. Dün akşamüstü Federasyon’un üç önemli ismi istifa etti: Başkan Mehmet Ali Aydınlar, vekilleri Göksel Gümüşlüdağ ve Lütfü Arıboğan. Akşam bir arkadaşımla bu konu üzerine tartışıyorduk. Arkadaşım “Aydınlar yıprandığı için istifa etmiş olabilir. Ya da Federasyon’da bazı şeyler bildiğimiz gibi değildir ve bunun açığa çıkması üzerine istifa etmiş olabilir” dedi. Ona yanıt verdim: “Haklı olabilirsin. Bu gerekçeler Aydınlar’ın istifasını açıklayabilir. Gümüşlüdağ’ın istifasını da açıklayabilir. İyi de yıllar yılı Türk futbolunun yönetimine kendisini konumlayan, janti ve klas bir imaja sahip Lütfü Arıboğan’ın istifasını açıklamaz. TFF’daki her koltuk o kadar değerlidir ki, üstelik yalnızca temsil değerinden söz etmiyorum, maddi olarak da büyük bütçelerin olduğu koltuklardan öyle kolayca kalkılmaz. Büyük olasılık herkesin çok çekindiği biri bırakmalarını istemiştir. Aksi halde devam kararı aldıklarının haberinin tüm gazete manşetlerinde yer aldığı gün hem de topluca istifa ederler miydi?” Arkadaşım “Herkesin çok çekindiği biri Başbakandan başkası olamaz” dedi, ben de tahmin edeceğiniz gibi gülümsedim. Şimdi şuraya yazıyorum, başkanvekili Arıboğan’ın yeni yönetimde de yer alması %51 olasılık. Nasıl yapıyor bilemiyorum ama herkes giderken o bir şekilde kalmayı başarıyor.