Nuran YILDIZ

TAMAM İMAJ HERŞEY AMA HUKUKTA DA KRİTER Mİ?

----- 27.03.2012 - 13:15 -----

Baştan söyleyeyim, bu yazı CHP’nin Tandoğan mitinginin/grup toplantısının davul zurna sesleri arasında yazılıyor. Çünkü çalışma odam Tandoğan meydanında.

Mitingler yüksek lisans tezimin konusuydu. İşlevi oy kazanmaktan çok varlığın altını çizen bir gösteri olması.

Ne kadar kalabalık görünürseniz o kadar güçlü olduğunuzun imajını yayarsınız. Kalabalığın nereden, nasıl toplandığının önemi yoktur, önemli olan görüntü.

“İmaj” kavramını siyaset bilimi doktorası olarak ilk inceleyen bu yazar, yıllarca şunu anlatmaya çalıştı: İmaj görünenle değil, görünmeyenle ilgilidir. Bilimsel literatürünün oluştuğu ABD’de imaj, görünmeyene odaklanan bir süreçte oluşur.

Az gelişmiş ülkeler ise imajı sadece görünene ilişkin bir durum olarak bilir.

Bunları neden yazıyorum?

Cumhurbaşkanı Gül, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın serbest bırakılmasına ülkenin imajı üzerinden bakmıştı. İnsanların özgürlükleri üzerinden değil.

Şimdi de Yeni Şafak’ın Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi “Türkiye’nin imajına ve ileri demokrasi hedefine büyük zarar veren tutuklu milletvekilleri ve gazeteciler konusunda yeni bir adıma ihtiyaç” olduğunu yazmış.

İyi yorum, ülkemizin imajı için de olsa, tutuklu gazeteciler ve vekillerin çıkarılmasının önerilmesine sevinmek gerek.

Kötü yorum, askerler ülkenin imajı için sorun teşkil etmiyor diye suçsuz olsalar bile tutuklu kalmaya devam mı edecekler?

Hukuka Türkiye’nin imajı üzerinden bakıp, tutukluluklara da imaj üzerinden karar vermek vicdani bir kabul olabilir mi?

KIZILCAHAMAM’A YAZIK

Hafta sonu dinlenmek yoktu. HSYK’nın çalışanları için düzenlediği etkinlikte konuşmacıydım. İki tam gün.

Etkinlik Kızılcahamam’daydı. Boş kalabildiğim bir saatte ilçenin sokaklarına vurdum kendimi.

Kötü bir yapılaşma alabildiğine çirkinliğiyle güzelim çam ormanlarını yiyip bitiriyor.

Gecekondudan bozma kaplıca otellerinde ne bir estetik ne de bir standart var. Kendi kendilerine bol keseden yıldız dağıtmışlar bir de.

Sanki sahipsiz bir ilçe Kızılcahamam. Sanki terk edilmiş kaderine. Sanki birileri Kızılcahamam’ı ileriye itmek yerine geriye çekmiş. Eski zaman köylerinden beter olmuş.

Oysa Ankara’nın yakınında, Anadolu’nun ortasında şirin bir turistik ilçe olması için her şeye sahip. Bunun için çaba gösteren ve vizyon sahibi olan yöneticilere sahip değil belli ki. İçim acıdı.

TİM’İN BU DİZİYLE NE İŞİ VAR?

Osmanlı salgınından pay kapmak istemişler, “Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam” diye bir dizi yapmışlar.

Oyunculuk kötü. “Muhteşem Yüzyıl”ın taklidi ama kötü bir taklidi. Türkan Şoray bile yüzünde maske var gibi duruyor.

Ya yapım şirketinin kibrit çalıp yakacak kadar çok parası var ya da dizinin reytingi kötü. Başlayalı haftalar olduğu halde sayfa sayfa reklamlar başka nasıl açıklanabilir?

Sponsorlardan biri Türkiye İhracatçılar Meclisi’ymiş. O kadar parayı onlar vermiyordur ama bu diziyle TİM’in imajı nasıl örtüşür, anlayan var mı? “Avrupa Avrupa”ya sponsor olsalar anlarım ama “Kıyam” ne alâka? TİM yönetimi beni yanıtlar mı?

AKLIMDA KALAN

Seul uçağındaki fotoğraf: Başbakanın sağlığı yerinde. Siyasette kontrolü eline almış durumda. Tek adam. Üzerindeki gölgeler silinmiş. Bunu anlamak için söylediği büyük sözlere bakmak gerekmiyor. Abuk analizleri okumak da gerekmiyor. Obama’yla verdiği samimi pozlardan da çıkarmıyorum bu sonucu. Etrafını saran gazetecilerin yüz ifadelerine bakıyorum. Beden dillerinden anlıyorum. Başbakan Sidney yolundayken, uçakta çekilen fotoğraftaki genel yayın yönetmenlerine bakmışsanız siz de anlamışsınızdır zaten. Genel yayın yönetmenleri, “Başbakanım beni de gör” yüz ifadesini takınmışlar. Erdoğan’ın güçten düştüğünü, sonunun geldiğini düşünselerdi hiç o tavrı takınırlar mıydı? Güç erimesini sezinleselerdi son hızla ondan uzaklaşırlardı. Olası “güçlü adam” adaylarının etrafında kamp ateşini çoktan yakarlardı. Hepsi omuzlar öne doğru, bedenleri eğik “Padişahımız efendimiz” formatında. Kiminde yalaka bir yüz ifadesi. Başbakan ise, başı az dara girse ilk terk edeceklerin tam ortasında durduğunun farkında. İnanmıyor musunuz, bir de siz bakın fotoğraflara.