Nuran YILDIZ

HEP RESMİNİ Mİ YAPACAĞIZ?

----- 06.04.2012 - 10:50 -----

Bulmam haftalar sürmüştü. Sormadığım kitabevi, bakmadığım oyuncakçı kalmamıştı. “Yok” diyorlardı, “kalmadı.”

Şimdi diyeceksiniz ki, “Her ne arıyorsan kapı kapı dolaşmak yerine internete baksana.”

Olmaz. Sanal dünyada ne arkadaşlık ederim ne de alış veriş. Arkadaş dediğin gözün gözüne değecek, satın alacağın şeye de elin.

Günlerce aradığım şey bir “yap-boz”du. Dianne Dengel’in resimlerinden biri: “Mutluluğun Resmi”

Geçen ay bir oyuncakçıda buldum. Zor bela.

(Parçaları birleştirip bütünü görmekten acayip keyif alıyorum.)

Meğer “Mutluluğun Resmi” en çok satılan yap-bozmuş. Üretici firmanın Genel Müdürü Hürriyet’e “en çok satan ürünümüz” demiş.

Resmi hatırlarsınız, minicik bir karyolada, birbirlerine sokulmuş altı sevimli çocuk ve anne-baba. Yüzlerinde gülümseme. Huzur. Rahatlık.

“İşte” diyorsunuz, “mutluluk bu.” Orada olmak, yatağın bir kenarına sokulmak istiyorsunuz. Yüzünüze kontrolsüz bir gülümseme yayılıyor.

Konforsuz, yoksul, minicik bir dünya ama acayip bir mutluluk hali.

Dengel tüm resimlerinde bunu yapıyor, kaybettiğimiz her şeyi tuvale döküyor. Kısacık süren ilişkilerin inadına yaşlı ve mutlu çiftleri çiziyor. Yalnızlığın pençelerinde kıvranan insanlara birlikteliklerin hazzını sunuyor.

İnsanlar mutluluğu bulamayacağından o kadar emin ki ancak resmini alabileceğini hissediyor. Mutluluk resmin içinde ama kendisinin dışında, biliyor. Çaresizlik bu.

Bahar geldi. Mutlu olmaya daha yakın şimdi ruh halimiz. Bir gerekçe bulmak lazım hemen.

EYVAH, BİR OSMANLI DİZİSİ DAHA!

Yeni bir Osmanlı dizisi geliyormuş. “Muhteşem Yüzyıl” tuttu ya, taklitleri çoğalıyor.

Oysa ilk olmak, önde olmaktır genellikle. Hataları göze batmaz. Cüneyt Arkın sarayda hatun kovalamaktan başka iş görmeyen Malkoçoğlu için “Malkoçoğlu akıncıdır, akıncılar hayatlarında tavanı kapalı yerde yatmamıştır” dese de…

Dizide yıllar geçse de, kadınların yüzlerinde bir tek kırışıklık bile belirmemesi yeterince sinir bozucu olsa da sorun edilmiyor.

İlk değilsen, “Bir Zamanlar Osmanlı” gibi, ne olacak? Yayından kaldırmak için sözleşmede belirtilen sürenin bitiminin beklendiğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Umarım yanılırım.

Yaptıkları onca pazarlamaya rağmen olmadı. Yapımcılarına birkaç öneride bulunmalı, emeklerine yazık olmasın;

Bir, çok tutmuş bir dizinin taklidini yaparsanız, ne kadar iyi olursa olsun, kıyaslanınca kayıptasınız.

İki, tutmasını istediğiniz diziye bu kadar abartılı pazarlama ve PR çalışması yapmak yerine, sakin başlayacaksınız.

Üç, tarihi dizide dekor gıcır gıcır parlamaz. Parlayınca komik olur.

Dört, dizi müziğinin matematiği var. Kafanıza göre takılamazsınız.

Beş, hem reyting isteyip hem de naftalin kokan oyuncu oynatmak da “ıssız adam”dan öteye gitmemiş birinden Osmanlı yapmaya çalışmak da olmaz. Türkan Sultan bile diziye inanmamış.

Altı, senaryo mu? Kimin umurunda? Sizin umurunuzdaysa tv dünyasında işiniz ne? Eğlence organize ederek dizi tuttuğu nerede görülmüş?

AKLIMDA KALAN

Sürekli televizyon kanalı değiştiren zamane spikeri: Kadın çok güzel bir spiker. Çok genç. İzleyicisi çok mu bilmiyorum ama “fun”ları, takipçileri çok. Ama bir sorunu var, bir kanalda tutunamıyor. Kısacık kariyerinde biz diyelim beş, kendisi desin dört tv kanalı değiştirmiş. Ne yapsın, isteyeni çok. Ona kızılmaz. Onun durumuyla günümüzdeki kadın-erkek ilişkilerinin karakteri ne çok benziyor değil mi? Nasıl ki televizyonlar genç ve güzel diye tüm kapıları açıp, sonra da işine son veriyorlarsa, yani yeteneğine, iş anlayışına, kafasının içine, sadakatine bakmıyorlarsa ilişkiler de öyle değil mi? Konuşabilmeyi, birbirini geliştirebilmeyi umursama. Güzelliğe ve yaşa bakarak bir ilişkiyi başlat. Sonra da en kısa yoldan uzaklaşmayı seç. Çok güzel bir genç kızla evlenen bir arkadaşım boşanmaya karar verdi. Nedenini sorduğumda şöyle dedi: “Üçüncü ayda kendi kendimle konuştuğumu, söylediğim her cümlenin onun boşluğuna çarpıp bana geri döndüğünü fark ettim.” Böyle bir durum için üç ay fazla uzun olmuş dedim içimden. Ah şu ambalaj merakımız! Değersiz şeylerin paketleri gösterişli oluyor…