Nuran YILDIZ

OSMANLININ ARKA BAHÇESİNİ GİZLEMEK İSTİYOR OLAMAZ MI?

----- 29.11.2012 - 00:01 -----

Başbakanın “Muhteşem Yüzyıl” dizisine belgesel muamelesi yaparak dizi içeriğine, medya patronuna, yargıya veryansın etmesine bulunan iki gerekçe şöyle oldu;

Bir, gündem değiştirmeye çalışıyor.
İki, dizinin içeriğine, tarihi temsil ediş şekline kızıyor.

Gündem değiştirmek. Elbette mümkün. Ne de olsa bu usulle hepimiz gündem manyağı olduk sayılır. İspanya’ya giderken, muhalefetin oyalanması için ortaya topu atıyor. Onlar da atılacak topu bekliyormuş gibi hevesteler. CHP, TBMM’ye soru önergesine kadar götürüyor işi!

Siz de böyle muhalefete, iktidarın oy oranı az diyenlerden değil misiniz?

Dizinin içeriğine kızmasına gelince… Buna tarihçiler yanıt veriyor: “Dizi iki yıldır ekranda, biz aylardır söylüyoruz, Başbakan şimdi mi gördü?”

Televizyonlarda tarihçiler, gazeteciler, meydanı boş bulan kağıttan entelektüeller, Başbakanın sözlerini iki noktada tartıştılar;

Bir, “Bu bir dizidir olur böyle şeyler”ciler, “Tarihimize ayıp ediliyor, olmaz böyle şeyler”cilere karşıydı.

İki, Başbakanın bir dizi için yargıyı göreve çağırmasını doğru bulmuyorlardı. Bu görüşe karşı görüş olmaması sevindiriciydi.

Peki, Başbakan, “Muhteşem Yüzyıl” gibi muhteşem bir gerekçeyle bir taşla iki kuş vuruyor olamaz mı? Gündem değiştirirken, başka emellerine de alet etmek istiyor olamaz mı?

Aslında İlber Hoca ve birkaç tarihçi “Dizi iki yıldır oynuyor, neden şimdi?”yi sorarlarken yanıtı da verirler diye bekledim ve fakat vermediler.

Başka emeller?

Her iki kişiden biri “Muhteşem Yüzyıl” izliyor. Ortadoğu ve Balkanlarda 76 ülkede büyük ilgiyle izleniyor.

Türkiye, Ortadoğu ve Balkanlar. Erdoğan ve ekibinin vizyonuna göre “yeni Osmanlı”nın etki alanları. Ve de Erdoğan’ın elbette. Bu görüşe katılmasam da Başbakanın ekibi öyle tanımlıyor.

Osmanlıyı idealize eden bir politikanın sahibi için dizideki şu sahne neyi ifade eder:

Kanuni, şehzade Mehmet’e, Fatih’in kardeş katlini ulemanın da onayladığını belirten “Her kim esinsiye evladımdan saltanat müesser ola, karındaşlarun nizam-ü alem içün katletmek münasüptür. Ekser ulema dahi tecviz etmiştir alımla alim olalar” şeklindeki sözlerini söylüyor ve ekliyor “Yüce atamız Sultan Mehmet Han böyle buyurmuştur bunu zinhar aklından çıkarmayasın.”

Anlaşılan o ki, Kanuni’nin izleyicilerin sevdiği civanmert delikanlı Şehzade Mustafa’yı boğduracağı günler yaklaşıyor.

Mevlüt Uluğtekin Yılmaz, “Osmanlının Arka Bahçesi” kitabında der ki “Sarayın ön bahçesinde yeni padişah tahta otururken, arka bahçeden şehzadelerin cenazeleri çıkar.”

Başbakan suyu bulandırmak istiyor olabilir, yargıyı da işin içine dahil ederek Ferit Şahenk’e gözdağı veriyor. Tahminimce, 76 ülkelik büyük coğrafyada, ekranlara kilitlenen insanlara Osmanlının oğullarını katleden padişahlarını göstermek istemiyor.

Gösterilecekse de olası en düşük izleyici sayısına indirebilmek için satrancında “şah”ı çekmiş bulunuyor, dizi mat olacak mı göreceğiz?

Ferit Şahenk’i tanıyorsak, ki ona haksızlık etmeyelim yerinde hangi medya patronu olursa olsun, diziden kurtulmanın yollarını arayacak. Ya da dizi yapımcıları, Kanuni’nin oğlunu öldürmek yerine, ABD’ye okumaya göndermesini sağlayacak.

Bir taşla iki kuş: Gündem değiştirirken, Osmanlının arka bahçesini gizle.

Bir dizi üzerine çevrilen geyiği TBMM’de soru önergesine çeviren muhalefetin olduğu ülkede, Başbakan kuş sayısını rahatlıkla artırabilir.

AKLIMDA KALAN

İlköğretimde kıyafet serbestisi: Sonuna kadar itiraz ediyorum. Ve çok da şaşırıyorum. Yoksul bir çocukluk geçirmiş Başbakanın çocuklara bunu nasıl yapabildiğini aklım almıyor. Zengin çocukların okuduğu özel okullarda bile anne-babalar, çocuklarının arkadaşlarında gördükleri her şeyi istemeleriyle baş edememekten şikayetçiyken. Çocuklarına ve kendilerine sırf bu konu için psikolojik destek alırlarken. Yoksul çocukların taleplerini ve o talepleri karşılayamayacak anne babaların halini düşünen var mı? Yönetmeliği çıkaranların özgürlük ve eşitlik kavramlarına sığınmaları da tuhaf. Benzer kıyafetleri giymelerinden daha eşitlikçi ne olabilir? Daha da üzücü olan, CHP’nin bu konuda “çocuklara türban” noktasından öteye gidememesi. Her işçinin ölümü, her yoksulun düşürüldüğü durum, insanları sola yaklaştıracakken, CHP’nin kendini uzaklaştırmasına ne demeli?