Nuran YILDIZ

SAÇMALIĞIN DANİSKASI

----- 10.12.2012 - 00:01 -----

Herhalde. Sanırım. Büyük olasılık. Zeka özürlü biriyle Internet çöplüğü yan yana gelince aklın değil, hayallerin bile sınırı zorlanıyor.

Internet’te bir liste dolaşıyor. Merkez sağı yeniden toplayacak “200 dev isim” listesi!

Tam “Amaaan bana ne” deyip geçecektim, o da ne?!!!! Listede ben de varım. Parantez içinde (akademisyen, siyasetçi) yazmışlar.

E Allah’ın hımbılı! Ben siyasetçi değilim bu bir, kendimi hayatımın hiçbir döneminde sağcı olarak tanımlamadım bu da iki!

Merkez sağı birleştirecek devler listesine bir baksanız, gülmekten ölmek içten değil. Değil merkez sağa, kendisine faydasız bir sürü isim. Büyük çoğunluğu yürüyen cenaze. Bir kısmı ölse, cenazesinde dua okuyacak adam bulunmaz.

Turgut Altınok var mesela. Benim bildiğim, adamın MHP’den Ankara’ya başkan adayı olması kesinleşmek üzere!

Üstelik merkez sağın birleşip birleşmemesi benim umurumda bile değil. Bir şeyleri birleştirecek gücüm olsa merkez solu (ne demekse) birleştirmek isterdim, onlar da ortada yok.

Can sıkıntısından hayalini kurduğun isimlerden liste yapan arkadaş, atıyorsun bir kuyuya taş, işin yoksa çıkarmaya uğraş.

(İsmimin benden habersiz ve de bağımsız abuk sabuk durumlara eklenmesinden daral geldi gerçekten.)

YA PİZZA HUT, PEGASUS’A BENZERSE?!

Pegasus Havayolları, Ali Sabancı’yla özdeşleşti ya, herkes Pegasus’u Sabancı Holding’in sanıyor. Oysa Esas Holding’e ait.

İşte o Esas Holding, şimdi de Pizza Hut’a talip olmuş.

Geçenlerde Pegasus’un sorunlarını yazmıştım. Uçakları çok, çabuk ve ucuz uçmak için pis ve havasız dedim. Asıl tehlikelisi, ucuzcu anlayışın uçağın güvenliğini ilgilendiren kontrollere yansıma olasılığı. (Denzel Washington’un “Flight”ını izlerken bu konu hiç aklımdan çıkmadı.)

Pizza Hut’ı severim. Şimdi aldı mı beni bir korku! Ya Pegasus mantığıyla pizza satmaya kalkarlarsa?

En ucuz pizza diye “Biz size pizza hamurunu satıyoruz. Peyniri, mantarı ve bilimum malzemeleri için ayrıca ödeme yapacaksınız” derlerse?

Ya zamandan kazanmak, masraftan kaçınmak için pizza malzemelerini hijyen kurallarına uymadan, herhangi bir temizlik işleminden geçirmeden kullanırlarsa?

Ali Sabancı’nın “ileri demokrasi”yi andıran “ileri işletmeciliği” beni fazlasıyla korkutuyor.

NEFİS BİR HAFTASONU

Cumartesi. Ankara, Aralık ayında kışla inatlaşır gibi güneş içinde. Baştan çıkarıcı sarılıkta, ılık bir hava.

Ve İstanbul’dan iki sevgili dost: En güzel kurumsal dergi VS’nin her şeyi, dost hazinemin değerlisi İsmail Polat ve Hürriyet eklerinin en keyifli yazarı Onur Baştürk.

Önce Big Chefs’in en güzel şubesi olan İran Caddesinde, Seymenler Parkının tablovari manzarasının ve muhabbetin tadını çıkardık. Bolca medya dedikodusu ve yalnızca dostlarla yapılabilen iç dökümü zamanı harikaydı.

Onlar beni İstanbul’da ve sosyal medyada olmam gerektiğine ikna etmeye çalıştılar, ben de onlara itirazlarımı sıraladım.

Oradan Arjantin Caddesine, Filistin Sokak’tan Trilye’ye yürüdük. Onur gazetecilik gözlemlerini yaptı, Arzu Kaprol mağazasının metal ağacının fotoğrafını çekti.

Trilye’de, Süreyya Beyin ve Mahmure Hanımın muhteşem ev sahipliğinde harika lezzetlerle ağırlandık. Süreyya Bey ve ben birbirimizi ne kadar özlediğimizi konuştuk. Leblebi tozundan yapılan tatlısına hasta olduk.

Onur yazısını yetiştirmek üzere otele dönerken, İsmail’le birlikte Arjantin’den aşağıya, Tunalı’dan Bestekar’a yürüdük.

“MURAT BOZ STARSA…”

“Ben de Jenifer Lopez’im” dedim ya. Politik analizlerime ses vermeyen siyasetçiler bile aradı. Eş, dost, arkadaş telefon etti, mesaj gönderdi. Okur mail attı. Twitter, Facebook havada yakaladı.

“Biz de reklamda Tarkan beklemiştik, şaşırdık”, “Biz de tam böyle düşünüyorduk”, “Fark etmedin mi, reklamda Murat Boz beden diliyle de Tarkan’ı taklit ediyor” diyorlardı.

Yazımda “star” kavramından bakmış, reklam ajansıyla hiç ilgilenmemiştim. Meğer reklam ajansı, benim de kuruluşunda bulunduğum sektör dergisi Media Cat’in de sahibi olan ajansmış.

İşin tuhafı. Media Cat’in son sayısında “en beğenilen ve sevilen ünlü” araştırması var. O araştırmada da Murat Boz 10. olmuş!

İyi de bu sonuçlar önlerindeyken neden Murat Boz’u, Halkbank’a “star” olarak önermişler?

AKLIMDA KALAN

“Ayıp etmişler!” söylenmesi: Hürriyet Cumartesi, stil ikonu olarak sevgili dostum Emine Ülker Tarhan’ı seçmiş. Olabilir. Çünkü bir tarzı var. Ve fakat, ilk sayfada onun kollarını kavuşturmuş, bacaklarını açmış boydan fotoğrafını görünce irkildim. Emine Ülker böyle bir pozu asla vermez. Tarzı değildir! Evet kollarını kavuşturur ama ne öyle “buranın patronu benim” edasıyla bacaklarını yanlara açarak durur ne de başını öyle bıçkın bir ifadeyle tutar! Şaşkın şaşkın bakarken, gözüm fotoğrafın altındaki minicik nota ilişti: “Moda illüstratörü bilmem kimin çizgileriyle…” Kendisi de bu duruma hayli üzüldü. Onun tarzını ortaya koyan o kadar çok fotoğrafı varken, hiç de onun tarzı olmayan bir duruşla fotoğrafını çizmekle ayıp etmişler.