Nuran YILDIZ

BİZ DEVAM EDELİM

----- 27.12.2012 - 00:01 -----

2012’nin en sevdiğim şarkılarından biriydi, “Oluruna bırak.” Sıla’nın şarkısı.

2012’de kendimi sıkça bu şarkıyı mırıldanırken yakaladım:
Söz bitsin, biz devam edelim
Sessiz kalalım, yine uzlaşalım.
Güz bitsin, biz bayram edelim
Susuz kalalım, yine aç kalalım.

Ayrılıklar değişmez, bütün aşklar aynıdır
Hayat herkese hem iyi hem de kötü davranır.
Oluruna bırak, her neyse geçer
Hayata zulmedip üzülmeye mi değer
Oluruna bırak, her neyse geçer
Gün doğsun hele bir, üzülmeye mi değer…

Yılın bitimine birkaç gün kala. Bu sözler yine kendi plağını çalıyor zihnimde.

Ne kadar büyürsek büyüyelim, yaşlanırsak yaşlanalım. Ne kadar deneyim kazanırsak kazanalım, ne kadar yaralanırsak yaralanalım. Ne kadar acı ve hasret (ikisi de aynı kapıya çıkar) çekersek çekelim. Ne kadar tokat yersek yiyelim yüzümüze, ne kadar bıçaklanırsak bıçaklanalım sırtımızdan.

Olgunluk “oluruna bırak” demeyi öğrendiğimiz gün gelir, hayatımızın orta yerine oturuverir.

Hayat herkese hem iyi hem kötü davranıyor. Her şey geçiyor. Katılırcasına üzüldüğün şeylere gün geliyor katılırcasına gülüyorsun.

Hayat zaman geliyor muzır, zaman geliyor hınzır.

Şarkıdaki gibi. Söz bitsin. Güz bitsin.

Yıl bitsin. Biz devam edelim…

2012’NİN KEYİF BİLANÇOSU

Aral 5 yaşında. Okumayı öğrendi. Harfleri yan yana getirişini ilk halası (ben) duydu.

Bora 9 yaşında. İki kıza birden aşık oldu. Halasıyla (o ben oluyorum) paylaştı.

Arda 20 yaşında. Üniversitede istediği bölüme yatay geçiş yaptı. Halasıyla ( o ben oluyorum) ilk rakısını içti.

Ata 13 yaşında. Halasıyla birlikte abisi Arda’nın rakı masasını hazırladı.

Annem. Parkinson. Uzun zamandır onu görmeyenler eskiye göre daha sağlıklı olduğunu gözlediler.

Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu. Ahmet Şık ve Nedim Şener. Cezaevinden çıktılar.

Filiz. Arkadaşım. Aradığı işi buldu.

Ece. Filiz’in kızı, kendi başına ilk adımlarını attı.

Murat Çelik ve Özlem Akarsu. Arkadaşlarım. İkiz bebekleri oldu. Adlarını Ege ve Deniz koydular.

Hülya. Arkadaşım. Nihayet. Beklediği adamı, hayatının aşkını buldu.

AKLIMDA KALAN

Yıl biterken bir bebek ve bir adam: İkisi de hayattan asla ve asla umut kesmemek gerektiğini gösterdi. Birisi Zeynep bebek. Uçuruma yuvarlanan otomobilde annesi ve babası öldü. O yaşadı. Öyle inadına yaşamak ki, kazadan bir tam gün sonra bulundu. Minicik bedeninden çıkan sesiyle duyurdu kendini. Şimdi onu anne şefkatinden, baba güveninden yoksun, hayli zor bir yaşam bekliyor. Bu onun için iyi mi kötü mü olacak bilemiyorum. Bildiğim, inadına yaşamanın bir adı varsa o, Zeynep bebektir. Diğeri, B. Sadık Albayrak. Eleştirmen. Köşe yazarı. Sedat Simavi ödülleri dağıtılırken, Gazeteciler Cemiyeti tarafından Orhan Pamuk’la ilgili bir belgesele verilen ödüle tavır koyup salonu terk etti. Adnan Berk Okan birini alkışlayacaksa, bence o, netameli süreçlerle dağıtılan ödül işlerine tavır koyduğu için B. Sadık Albayrak olmalı. Yıl biterken, tavır koyabilmenin elzem olduğu günlerde tavır konabildiğini görmüş olduk.