Nuran YILDIZ

İYİ İLİŞKİ BİRİKTİRİN…

----- 03.10.2013 - 00:01 -----

Öğrencilerime.
Gençlere.
Bana akıl soranlara.
Fikir soranlara.
Hep aynı öğüdü veririm: İyi ilişki ve güler yüz biriktirin.

Dün de öyle yaptım.
Yeni dönem öğrencilerime de aynı şeyi söyledim.
İyi ilişki ve güler yüz biriktirin.

Bunun için de kendinizle barışık olmalı ve yüreğinizi temiz tutmalısınız.

İnsanlar bilmeli ki siz kimseyi satmazsınız.

Herkese “iyi ilişki ve güler yüz biriktirin” derim, “çünkü yaşam çizginizde kimin ne zaman karşınıza hangi pozisyonda çıkacağını bilemezsiniz.”

Aşk Yüzyılı Bitti, nihayet bitti! Bugün itibariyle kitabevlerindeki yerini aldı. Sabırla bekleyen okurlarım bugünü hiç gelmeyecek sanıyorlardı. Geldi.

Kitabın basım aşamasında öyle güzel şeyler geldi ki başıma, dönüp dönüp yukarıdaki öğüdümü anımsadım.

Biriktirdiğim iyi ilişkilerden biri dedi ki “Kitaba billboard desteği vermek istiyorum.”

“Olmaz” dedim, “Doğan Kitap’ın billboard bütçesi çok az.”

“Önemli değil” dedi arkadaşım, “bunu sana jest olarak yapacağız, para istemiyorum.”

Çok çok çok paralara denk gelen bir billboard desteği verdiler kitabıma, başta İstanbul’da olmak üzere.

Başka bir dostum “Bilmem biliyor musun, benim stand yapan şirketim var, fuar standlarını ben yapmak istiyorum” dedi.

“Ben fuarlara katılmam ki” dedim, “olsun” dedi, “sen yoksan da kitabın stand’ı olur.”

Çok şekerdi.

Popüler bir televizyonun yöneticisi arkadaşım “Seni şu programa almak istiyorum” demez mi, ona da “olmaz” dedim, “o programda konuk formatı yok ki.”

Güldü, “Karışma sen ben istersem o format olur” dedi, utandım ve de şımardım.

Ve daha bir çok arkadaşım her şekilde yardım teklif ettiler.

Siz siz olun, yüreğinizi temiz tutun ve ceplerinizi iyi ilişkiler ve güler yüzlerle doldurun.

DALGA MI GEÇİYORLAR?

Kesinlikle dalga geçiyorlar.

Beşiktaş-Galatasaray maçında olay çıkaran haydutlara verilen cezaya bakar mısınız? Bir yıl statlara alınmayacaklarmış!

Adamlar suç işliyorlar, zarar veriyorlar, yaralıyorlar. Maç yarıda kalıyor. Bunları yapanlara sadece “Bir yıl maçları stattan izlemeyin, evinizde kalın lütfen” diyorlar.

Bu bir ceza değil, olsa olsa ödül olur!

Gençlerbirliği-Fenerbahçe maçına gittim, gitmeseymişim daha iyiymiş.

Onca polis barikatını aşıyorsun.

Yerine oturuyorsun. Arkanda oturan heyecanını senin sandalyeye vura vura yaşıyor.

Televizyondan tepeden bakarak izlemeye alışmış, sahadaki dağılıma hakim biri, futbolculara bacaklarının hizasından bakınca içinden çıkamıyorsun.

Objektif bir maç izleyicisi olarak bazen bir takıma, bazen diğerine alkış tutunca etrafındakiler sana tuhaf tuhaf bakıyor.

Gol oluyor. Bekliyorsun bekliyorsun golün tekrarını vermiyorlar. Golü atılırken gördün gördün, görmedin kaçırdın. Yanımdakini dürtüp “golün tekrarı olacak değil mi” demişliğim var!

Neymiş, bir yıl maçlardan men cezasıymış! Hiçbir suça karışmadan, ben ömür boyu men almaya razıyım.

ANLAŞILDI Kİ MHP’NİN KAZANMA DERDİ YOK

MHP Genel Başkanı Bahçeli, bilmem kaç il ve ilçenin belediye başkanlarını açıklamış.

Ankara’ya baktım. Adı sanı duyulmamış, kendi partisi içinde bile yer doldurmamış bir genel başkan yardımcısını aday yapmış.

Buna MHP, Ankara’yı altın tepside diğer partilere sundu denir.

DEMİŞTİM!

Galatasaray Mancini’yle anlaştı. Yazmıştım, GS teknik direktörünü çoktan ayarladı da tiyatro sahneye koyuyor demiştim.

Gazetenin biri haberi patlatmış, GS-Mancini görüşmesi Ağustos ayında yapılmış. Hıncal Uluç da böyle olduğuna yüzde bin emin.

Mancini’ye basın toplantısında soruyorlar, “Ne zaman başladı görüşmeler?”
O da yanıt veriyor: “Beş gün önce görüştük. İki gün önce de İstanbul’a geldim.”

Bu büyüklükteki bir anlaşma, futbol tarihinin rekoru olacak kadar hızlı yapılıyor!

Kim yer bunu bilmem. Sadece anlaşma maddelerini Türkçeden İtalyancaya çevirmek bile günler alırken.

AKLIMDA KALAN

Tuncel Kurtiz’in zeytin ağaçları tutkusu: Çoğu insanı öldüğünde, yaşarken tanıdığımızdan daha iyi tanırız. Tuncel Kurtiz ölünce de zeytin işçileriyle ilgili bir belgesele yaptığı katkıyı öğrendik. Zeytin ağacına ve zeytine övgüler dizmiş Kurtiz. Çok sevdim. Hiç zeytin ağacının altına uzanıp uzun uzun gövdesine, dallarına, yapraklarına baktınız mı? Bakmalısınız. Hem de bunu ay gökyüzünde parlarken, bir akşam vakti yapmalısınız. Yaprakları ay ışığını yansıtırken, gerçeküstü bir görüntüye boğulursunuz. Kurtiz diyor ki belgeselde “Ben ağaçlardan hepsini severim ama zeytin ağacı bir başka. Herşeyden önce simgeledikleriyle. Yapraklarıyla barış, altını sarısı yağıyla mutluluktur.” Bir gece vakti ay ışığında, hele bir de altına uzanmış, yapraklarına dalmışsanız bana göre zeytin ağacı huzurdur. Derin bir huzur.