Nuran YILDIZ

GAZETECİLER NEDEN SİYASETE GİRER?

----- 10.04.2015 - 16:00 -----

Milletvekili aday listelerinde gazeteci sayısı hayli fazla.

Çok isteyip de listeye giremeyen gazeteci sayısı ise aday olabilenlerden çok daha fazla.

Peki neden ve nereden gelir bu siyaset tutkuları? Sayalım;

Bir, pek çok siyasetçi tanıdıkları için “o yapıyorsa ben haydi haydi yaparım” diye düşünürler.

İki, gazetecilik yapmaktan çok siyasetçilere öğüt verdikleri için, öğütleri tutma sırasının kendilerine geldiğini sanırlar.

Üç, medyadaki sözlerinin değerli olduğunu düşündükleri için siyasette de aynı değeri taşıyacaklarına inanırlar.

Dört, paranın İstanbul’da, iktidarın Ankara’da olduğunu iyi bilirler.

Beş, “memleket nasıl kurtulur” geyiklerinden sıkılıp, bizzat kurtarmaya heveslenirler.

Altı, kendileri için medyada kovulmak, eskimek ve de kalp sektesinden gitmek dışında bir son olmadığını bildiklerinden, at değiştirmek isterler.

Yedi, “her şeyi bildiğime göre memleketi de yönetirim” havasına girerler.

Sekiz, mevcut siyasi işleyişi bir silkeleyişte yok edeceklerini sanacak kadar çocuksu bir yanları vardır.

Dokuz, etraflarında “sen yaparsın, sen aslansın” diyen gaza getirici sayısı hayli fazladır, gaza gelirler.

On, parti yöneticilerinden gazeteciyken gördükleri ilgiyi, siyasetçiyken de göreceklerini sanırlar.

Onbir, 24 saat çalışmaya ve konuşmaya alıştıkları için, onlara siyasetten daha uygun ikinci bir iş yoktur.

Oniki, egoları yüksek, narsizme ramak yaşayan insanlar için siyasetten alâ uğraş mı olur?

Peki, gazeteciler siyasette neden başarılı olamazlar? O da başka bir yazıya. Bu konuda görüşlerinize açığım.

ADAY LİSTESİNDE DİKKATİMİ ÇEKENLER

Partilerin aday listeleri bir dönemin kapandığını açıkça gösteriyor. Adayların çoğunluğu ilk kez milletvekili olacak isimlerden oluşuyor.

Dikkatimi çekenlere gelince;

Osman Gökçek’in yokluğu Bülent Arınç’ın “Belki öyle günler gelecek ki kral çıplak denecek” mesajının yerine ulaştığını gösteriyor.

Op. Dr. Ceyhun İrgil’in Bursa’dan CHP adaylığı keyifli bir sürprizdi benim için. 8 Kasım 2012’de yazdığım “Gazeteci meme buldu mu bırakmaz” başlıklı yazımın konusu olan Ceyhun İrgil, halk ve kadın sağlığına ömrünü adamış biri.

Mücahit Arslan’ın adaylığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güvenilir sularda yüzme isteğinin en önemli göstergesi. Siyasi kulisleri kitabını yazacak kadar bilen Mücahit, vekilliği en fazla hak eden isimlerden.

İlhan Kesici’nin varlığı siyasetin duayyeni olarak Meclis’e bir ağırlık, vizyon ve kalite getirecek kuşkusuz.

Didem Engin’in İstanbul’dan adaylığı zoru başarmanın diğer adı. Ön seçimden büyük bir güçle gelmese Kılıçdaroğlu aday göstermezdi. Sevgili Didem Ankara siyaseti için kazançtır.

Tuncay Özkan’ın adaylığı benim için geciken adaletin gerçekleşmesidir.

Prof. Dr. Ümit Özdağ, MHP ideolojisinin hem neferi hem de bir entelektüeli olarak önemlidir.

Figen Yüksekdağ, nerede ve ne için siyaset yapsa inandıracak bir kadın.

MİLLETÇE MERAK EDİYORUZ

CHP seçmen meraklıdır sanıyor. Kafa yorar sanıyor. Düşünür taşınır, ölçer biçer sonuca varır sanıyor.

Seçmen Harvard mezunu sanıyor. Atkuyruğu saçlı adamlardan oluşur sanıyor. Simgeleri anlar, göstergeleri çözer sanıyor.

Seçmen ve davranışı konusunda zerre fikir taşımayan bu “milletçe alkışlıyoruz” giriş reklamlarına, CHP getirisi olmayacak bu filme ne kadar para harcadı? Milletçe merak ediyoruz.

AKLIMDA KALAN

TMMOB Mimarlar Odası’nın açıklaması ve suç duyurusu: Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Gökçek’in ürkünç robotları hakkında suç duyurusunda bulundu. Gerekçeleri kentlilerin parasının çarçur edilmesiymiş ve Gökçek paranın kaynağını açıklamalıymış. Bu suç duyurusunun içeriği, böyle giderse daha uzun yıllar Gökçek’e mahkum olacağımızı düşündürüyor. Yılların Gökçek’i robota harcadığı paranın açıklamasını hazırlamamış mıdır sizce? Bu tür meslek odası ve derneklerin enerjilerini saçma sapan şekilde harcamaları can sıkıyor. Şehrin ortasına heyula gibi dikilmiş robotu şikayet etmek için para en son gerekçe olmalıydı halbuki. Kentin çirkinleştirilmesinden tutun da, insanların ruh sağlığını bozucu ve korkutucu etkilerine kadar bir yığın gerekçe varken. Meslek odaları ve dernekler bu kadar saf/ naif olurlarsa, Gökçek de “Bizim robotun kafası mimarlardan iyi çalışır” deme hakkını elbette kendinde görür.