Nuran YILDIZ

CHP’YE SIRA NE ZAMAN GELECEK?

----- 08.08.2016 - 08:45 -----

-Okura not: Yazmadığım uzun ara, yazmaktan vazgeçmeyi düşündüğüm içindi. İçinden geçtiğimiz süreçler insana pek çok şeyi sorgulatıyor. Yazmayı anlamsızlaştırıyor.

Yine aynı süreçler yazmayı zorunlu da kılıyor. Hayatın, yazdığım pek çok yazıyı haklı çıkardığını biliyorsunuz. Bir de okurun en kalitelisine (birkaç kişiyi saymazsak) sahip bir yazar olunca yazmama keyfiyeti yerini, yazma zorunluluğuna bırakıyor.-

Bu açıklamadan sonra yazıya geçelim.

Açıkçası beni FETÖ konusu, Yenikapı mitinginden daha çok ilgilendiriyor.

(Mitinglerle demokrasinin korunacağına inananlardan değilim. Miting dediğin göze hitap eder. Oysa bizim akla hitap eden yöntemlere eğilmemiz gerekir.)

Kurumlarda FETÖ ile ilişkisi bulunanlar sorgulanıyor.

TSK, Emniyet, yargı, medya, üniversiteler, iş dünyası…

Ancak. Esas kuruma, siyasete sıra bir türlü gelmiyor.

Sanki devletin kurumlarına FETÖ, kendi kendini yerleştirdi.

Bilmem kimin referansı, bilmem kimin selamı verilir. Siyasetçi imzaları atar.

Sadece siyasi iktidar değil, geriye doğru tüm siyasetçileri, muhalefeti de dahil ederek gözden geçirmek gerek.

Başarı olasılığı düşük olsa da denemek lazım değil mi?

İktidar partisinde FETÖ’cülerle ilgili kıpırtı başladı.

Ve fakat CHP hiç üzerine alınmıyor!

Kanımca, CHP’deki FETÖ üyeleri açık edilmeden karanlık konular aydınlanmaz.

Şimdilerde CHP’deki yoğun Mustafa Kemal vurgusu, geride bıraktığımız süreçte Kemalistlerin, hadi diyelim Atatürkçülerin uzaklaştırılmasını unutturacak mı?

Mesela, Emine Ülker Tarhan konusu açıklığa kavuşmazsa olur mu?

Tarhan, FETÖ’ye “Kapı arkalarına saklanmayın” dediğinde, “Cemaati hedef almayın” diyerek uyaran çok önemli CHP yöneticisi görevinde kalacak mı?

Tarhan’ın CHP’den uzaklaştırılmasının ayrıntılarını bilmek lazım değil mi?

“Benim oğlan bina okur, döner döner gene okur” minvalinde hep aynı teraneden konuklar yerine Emine Ülker’i neden konuşturmaz medyamız?

15 Temmuz sonrasının yayıncılık anlayışında, medyanın FETÖ konusundaki samimiyeti kuşkulu olmuyor mu?

Benim TSK’da konferanslara çağrılmayışımdaki gerekçeyle, CHP yönetiminden uzaklaştırılmam FETÖ paydasında birleşiyor birleşmesine de…

Süheyl Batum’dan, Birgül Ayman Güler’e CHP’den uzaklaştırılarak Parti’nin yeniden tasarlanmasında rolü olanlar kimler?

CHP’yi yeniden dizayn eden gizli eller ortaya dökülmesin mi?

Gürsel Tekin’den Kılıçdaroğlu’nun en yakın çevresine kadar bu süreçteki roller araştırılmasın mı?

Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığıyla, yediden yetmişe tüm CHP’lileri şaşkına uğratan sürecin karanlık köşeleri aydınlanmasın mı?

Önemli belediye başkanlıklarının adaylık sürecinde çevrilen filmler nedir?

Öyle demokrasi mitinglerinde nutuk atarak temizlenmek mümkünse, Türkiye’yi daha büyük badireler bekliyor olamaz mı?

Açıkçası, siyasetin FETÖ operasyonlarındaki tutumundan ben fazlasıyla tırsmış durumdayım.

Ve elbette CHP’lilerin “CHP’de temizlik” için veryansın etmeyişine hayretler içinde bakmaktayım.

İÇİMDE BİR KORKU VAR

Bir iletişimci olarak hep söyleye, hep yaza geldiğim bir cümle var: Eğer okumasını bilirsen her şey bir metindir!

Olaylar, yüzler, açıklamalar, davranışlar ve daha bir sürü şey…

Hayata, Türkiye’ye böyle bakınca, içime bir korku yerleşiyor.

Bu metinde bir şeyler eksik. Bir şeyler ters gidiyor.

Umarım yanılırım.

BAKIŞAÇISI…

Diyorlar ki, bu süreç Mustafa Kemal’in değerinin anlaşılmasına yol açtı.

Diyorum ki, bu süreç Mustafa Kemal’in değerlerinin ne kadar zayıflamış olduğunu gösterdi.

GÖRÜNENLE YETİNMEK…

Atalay Demirci diye bir zamane soytarısı, “Yetenek Sizsiniz” yarışmasını kazanmasında FETÖ’nün rolü olduğunu söylemiş.

Benim bildiğim, TV8 yarışmalarında, Acun Ilıcalı’nın bilgisi dışında kuş bile ötmez.

Acaba, Acun Ilıcalı da görüşlerine başvurulmak üzere savcılarımız tarafından çağrılacak mı? Merak işte…

BÜYÜKELÇİLER NE GÜNE DURUYOR?

ABD Büyükelçisi topladı İstanbul medyasını (Ankara bile değil), basın toplantısı yaptı.

Ülkesinin duruşuna sözcülük etti.

Neden bizim büyükelçilerimiz de bulundukları ülkelerde sistematik olarak basın toplantıları düzenleyip ülkemizin duruşunu ısrarla anlatmaz?

MEDYA BOZAR

Medya, insanın narsizm dozunu artırır.

Başlarda bir konuda uzman olduğu için ekrana çağrılan kişi, zamanla bilgileri için değil, ekranda olduğu için değer görmeye başlar.

Böylece, bir konunun uzmanı her konuyu bildiğini sanır ve ekranda olmanın çekiciliğiyle “değer” aynı şey haline gelince, içi boşalır.

Bunları neden yazdığıma gelince…

Bana göre çok iyi bir hukukçu olan Prof. Ersan Şen’in sürekli ekranlarda olup hukuktan girip siyasetten çıkan konuşmaları yüzünden.

Şimdi aynı değersizleşme tehlikesini, dinlemekten keyif aldığım avukat Murat Ergün için de görüyorum.

SAKIN GELME STİNG

Milas-Bodrum havaalanının çıkışında kocaman Sting konseri afişleri vardı.

15 Temmuz’dan sonra o afişi her gördüğümüzde ülkenin normalleştiğini düşünürdük. Sting bile konsere geliyordu ya.

“Fragile”ı canlı canlı dinlemek hayatın normal akışının dibi demekti.

O Sting, konserini iptal etmiş hem de birkaç gün kala.

“İlerde bir gün gelmek isterim” diyerek..

Ne diyordu “Fragile”da kendisi:

Bu son sahne belki de perçinlemek içindir
Şiddetin hiçbir şey kazandırmadığını
Ve asla kazandırmayacağını
Öfkeli bir yıldızın altında doğan biz insanlar
Ne denli kırılgan olduğumuzu unutmayalım diye…

Bu sözlerle yüreklerimizi saran Sting gibi bize, zor günümüzde arkasını dönenlere, biz de arkamızı dönelim lütfen.

Sting ilerde bir gün de gelmesin. Bence.

AKLIMDA KALAN

Askeri okulların kapanışına itirazım: Öğrencilerinin yüzde 95’i FETÖ’cü diye askeri okulların kapanması hiç aklıma yatmıyor. Madem öyle, o öğrencileri başka okullara nakledersin (bu sorunu gözden uzaklaştırmaktan başka işe yaramaz ama), okulların müfredat ve sınav sistemini yeniden düzenlersin, olur biter. Ağaçta kurt varsa ağacı kesmek olur mu?