Nuran YILDIZ

Haberturk.com - Arşiv

Başbakan'ın İletişim Danışmanı, emekli subaymış!

Başbakan'ın İletişim Danışmanı'nın, emekli bir subay olduğunu ben söylemiyorum. Şamil Tayyar’ın, “Operasyon Ergenekon” kitabında yazıyor.
Başbakan'ın İletişim Danışmanı'nın kim olduğu, AKP’nin kapatılma davasının açılmasını engelleyemedi ama durum ilginç..
Biliyorsunuz son dönemde, Ergenekon operasyonunun bir güvenilirlik imajı sorunu var.
Bu sorun her geçen gün Hükümet'i, polisi, yargıyı da kapsayarak genişliyor. Göz altına almalar, salıvermeler…
Mehmet Ali Erbil’in esprilerine konu olacak kadar büyük bir güvenilirlik sorunu.
İmaj yönetimi kılık kıyafetten öteye geçemeyen bir ülke için, durum hiç şaşırtıcı değil.
Benim operasyona güven sorunum ise, “Operasyon Ergenekon” kitabını okudukça arttı.
Bu kitap, bir çok kişiye bir şeyler düşündürüyor. Zamanlaması konuşuluyor. Ortada iddianamesi olmayan bir operasyonun, gizli belgelerini nasıl içeriyor olduğu da.
Kitapta, bir iletişimci olarak beni düşündüren bir çok ayrıntı var.
Birkaçını sizlerle paylaşacağım.
Mesela, kitap yalnızca bir Şamil Tayyar ürünü değil. Bir Star Gazetesi ürünü. Star’dan iki muhabir, bir bilgisayar uzmanı ve Ankara Temsilcisi ortak yapımı. Önsözde yazıyor bu. Çabucak kotarmak için, ekip olarak çalışılmış bir kitap.
Çok daha önemli bir ayrıntı var kitapta. Bakın o ayrıntı ne?
Kitap, 2006’da Başbakanlık'a ulaşan imzasız bir mektupla başlıyor. Gönderen yakın tarihte emekli olmuş, üst düzey bir subay.
Bu mektup Internette, listeden listeye dolaşıyor. Size de gelmiş olabilir.
Mektupta özetle, bir süredir 59. Hükümet'i yıpratıcı bir psikolojik harekatın yürütüldüğü yazıyor. (Bu nasıl bir psikolojik harekat ise, sahneye konduğu günden bu yana Hükümet değil yıpranmak, güçlendikçe güçleniyor. Kitap bu konuya girmiyor elbette.)
Emekli subay mektubunda, yıpratıcı psikolojik harekata karşı Başbakan'a önerilerde bulunuyor:
-Konuşmalarınızı iyi ayarlayın.
-Siyasi otoriteden asla ödün vermeyin.
-Atatürk ilke ve inkılaplarına dayanarak ayakta kalmalısınız.
-Hukukun üstünlüğüne dayanın.
Gördüğünüz gibi önerilerden sonuncusu hariç hepsi Başbakan tarafından hayata geçiriliyor.
Başbakan'ın iletişim danışmanlığını adı belli olmayan emekli bir subay, imzasız bir mektup aracılığıyla yürütüyormuş da haberimiz yok.
“Operasyon Ergenekon”da ilginç başka bir ayrıntı da var. Onu da yarın yazacağım.
Bu kitap çok su kaldırır.

BAYKAL İÇİN ÜZGÜNÜM…

AKP’ye kapatma davası açılması Anayasa Mahkemesi’nde oy birliğiyle kabul edildi ya, bu durum CHP’nin oylarını düşürecek.
Yok, öyle davaya tepki olsun gerekçesiyle değil.
CHP Genel Başkanı parlamenter bir sistemde, bir siyasi partinin kapatılmasına gerek duyulmasına ilişkin üzüntüsünü, vizyon sahibi bir lider gibi konuşmayacak.
AKP’ye “Ben size demedim mi?” diyecek ama üzüntülerini belirtmeyecek. Belirtse de inandırıcı olamayacak.
Başkalarının başarısızlığından başarı umanlar her zaman, yenilgiye zaferden daha yakın olurlar.

AKLIMDA KALAN

Başbakan'ın söylemindeki değişim: Başbakan Yalova’da, türbanla ilgili tepkilere ilişkin olarak, “Tarih bunu affetmez” demiş. Önceleri, “Allah bunu affetmez” derdi. Sonraları ise “Ben bunu affetmem” diyordu. Şimdi “Tarih bunu affetmez” diyor. Bu hızla giderse, Erdoğan’ın hepimizin lideri olabilmesi için epey beklememiz gerekecek. Demirel örneğine bakacak olursak, demokrasiyi hazmetmek için bizim liderlerimizin, yaklaşık bir yüzyıla ihtiyacı var görünüyor.

(Haberturk.com 01.04.2008)