Nuran YILDIZ

Haberturk.com - Arşiv

Sapıklık evrenseldir

Gün geçmiyor ki sapkın bir davranış haberi duymayalım. Daha geçen gün dünya barışı için Milano’dan gelinlikle yola çıkan “Pippa Bacca” Gebze’de tecavüz edilerek öldürüldü.
Sonra ABD’de, sayısı bilinmeyen eşlerden yüzlerce çocuk yapan tarikat üyeleri skandalıyla çalkalandı ortalık.
Dün Avusturya’da, hapsettiği bir hücrede 24 yıldır öz kızına tecavüz eden bir iğrençliğin haberiyle midemiz bulandı.
Şimdi Mudanya’da, 80’lik bir utanmazın 14 yaşındaki bir çocuğu istismar edişinin haberiyle huzursuzlandık.
Geçen gün Pippa Bacca’nın başına gelenler bu ülkede yaşandı diye utanmıştık.
Ülkemizde yaşanmasından utanmıştık, oysa önce insanlığımızdan utanmalıydık. Öyle yapmadık. Olay Türkiye’de olduğu için utancı ülkemize mal edip insanlığı muaf tuttuk.
Kendimize olan bu acımasız tutumumuz kendimizi geliştirmeye yarasa iyi. Ama öyle olmuyor bizde.
Batı karşısındaki kompleksimizi yeniden beslemeye yarıyor. Türk olarak utanmıştık, insan olarak utanmamız gerekirken.
Bu ağır kompleksi sırtımıza sarıp İtalya’nın İstanbul Konsolosluğu'na özür dilemeye gidenler oldu üstelik.
Neyse ki konsolos bizim kendimizi aşağılama yarışımıza bir “dur” demişti, “Bir sapığın yaptıkları halkınızla bağdaştırılamaz.” Bize bizden anlayışlıydılar.
Oysa sapıklık, sapkınlık patolojik bir ruh halidir. Geçenlerde Gebze’deydi, sonra ABD’de, dün Avusturya’da, bugün Mudanya’da.
Daha pek çok ülkede, pek çok yerde. Bir çoğunu unuttuk, bir çoğundan haberimiz bile olmadı, olmuyor.
Sapıklık ülkelerle değil, insanlarla ilgili oysa.
Üstelik son yıllarda ABD’de ve Avrupa ülkelerinde patlayan “hard seks” skandallarının (ki çoğu sapkınca olan) kahramanlarına bakılırsa sapıklıkla toplumun ya da bireyin eğitim, gelişmişlik vs. düzeyi arasında da doğrudan bir ilişki kurulamıyor.
Evet, Pippa Bacca’nın tecavüzle ölümü beni utandırdı.
Avusturya’da 24 yıl baba tecavüzüne uğrayan kadın da beni utandırdı.
ABD’deki tarikat kamplarındaki kadınların kullanılışı da beni utandırdı.
Mudanya’da gözden uzakta 14 yaşındaki bir çocuğu, gazete köşesinde, göz önünde dini istismar eden bir sapığın hali de beni utandırdı.
Ülkeden ve toplumdan bağımsızdı utancım. İnsan olmaktan utandım.
Sapıklık evrenseldir, utanma duygusu da öyle!

AKLIMDA KALAN
“Korku”nun ticareti: Anadolu Sigorta’nın yeni reklamlarını izliyor musunuz? Hani şu bilmem kaçıncı kattaki evin orta yerinde otururken pencereden hırsızların girip, ne var ne yoksa götürdükleri reklam. Bir de onun evi su basan versiyonu var. Anadolu Sigorta korkunun ticaretini yapıyor. Tıpkı birilerinin korkunun siyasetini yaptıkları gibi. Günümüz bireyinin en iyi bildiği duygulardan biri korku. Yarından, birilerinden, kaybetmekten, anlaşılamamaktan, bizim ya da sevdiklerimizin başına bir şey gelmesinden korkmak. Ticaret dili şimdilerde iki temel yoldan birine yönelmek durumunda: Güven vermek ya da korkutmak. Biri ne kadar varsa diğeri o kadar yok. Ya güveni vaat edeceksiniz ya korkuyu satacaksınız. Gelecek günlerde yalnızca bu iki yol çok satacak. Strateji belirlerken aklınızda olmasında yarar var.

(Haberturk.com 29.04.2008)