Nuran YILDIZ

Haberturk.com - Arşiv

AKP savunmasındaki bit yeniği

Söylem kendi başına bir mesajdır. Hangi sözcükleri seçip, hangi sıraya koyduğunuz anlamı belirler. Etkiyi de değiştirir.
Tarz ise kendi başına bir stratejinin parçası olabilir. Bu yüzden söylem üzerine bilgi sahibi olmak satır arasını okumayı da kolaylaştırıyor.
AKP savunmasını okuduğumda pek çok insan gibi benim de ilk fark ettiğim, metnin savunma söyleminden uzak oluşuydu.
Savunma niteliğinden uzaktı ama, “hukuk dili var, hukuki söyleme sahip” demek de pek mümkün değildi.
Tuhaf olan, AKP’nin ağır hukukçularından oluşan heyetin kaleme aldığı bir metnin savunma ve hukuk diliyle arasındaki mesafeydi.
Bunda bir bit yeniği olmalıydı.
Varmış. Meğer cevap gibi yazılmış metnin şeklini verenlerden biri Ömer Çelik’miş.
Hani bir süredir Başbakan'ın etrafında görünmeyen, kulislerde Başbakan'la arasının açık olduğu konuşulan Adana milletvekili.
Başbakan'ın etrafında sürekli değişen dengeler bir kez daha değişmiş belli ki.
Ömer Çelik hukukçu değil bildiğim kadarıyla. Stratejilerle uğraşır.
Bu bilgilerle metni hukuk gözüyle değil, stratejik açıdan bir daha okumak gerek.

TOPLUMSAL SORUMLULUK “GÖSTERİSİ”

Birkaç gün önce Türkiye’nin en büyük bankalarından birinin genel müdürü olan bir dostumla yemekteydim.
Konunun içeriği nedeniyle genel müdürün adını vermeyeceğim.
Sohbet sırasında, banka olarak neden kemik iliği nakliyle ilgili alt yapının geliştirilmesi konusuyla ilgilenmediklerini sordum.
Çünkü ilik nakline gerek duyan da, ilik bulmuş ama nakil sırası bekleyen de o kadar çok ki. Bu ülkenin en büyük yaralarından biri. En büyük ayıplarından biri.
Genel müdürün yanıtı “Haklısın” dedi, “Ama bu konu o kadar tatsız ki, bankamın adının bu tatsız konuyla anılmasının sonuçlarını göze almak zor.”
Onun gibi düşünmüyordum. Ama sorumluluk onun olduğu için ısrar da etmedim.
Oysa somut sonuçları olan bir projeydi. Sağlığına kavuşmuş her insanda somutlaşan bir proje.
Son yıllarda şirketlerin, kurumların bir tür günah çıkarma yolu oldu toplumsal sorumluluk projeleri.
Kimse bu projelerin kurumlara, topluma ne getirip ne götürdüğüyle ilgilenmiyor.
Bir projenin başlangıcındaki ve uygulamanın sonundaki rakamsal göstergelerin karşılaştırıldığı yok.
Bunu merak eden de yok. Çoğu proje “bir gösteri”den ibaret!
Amaç süslü yollarla imaj yaratmak yerine, bir yarayı sararak imaj yaratmak olsa ilik nakli konusu bu kadar sahipsiz kalmazdı.

AKLIMDA KALAN

Türkiye’deki sigara yasağına bir İngilizin yorumu: Norman bir süredir Türkiye’de yaşayan bir İngiliz. İyi bir sigara içicisi. Bu yasaktan sonra canının sıkılıp sıkılmadığını sorduğumda omzunu silkti. “Umurumda değil” dedi. “İngiltere’de bu yasağı ciğnemenin cezası 50 sterlin, o kadar katıdır uygulama. Ama burası Türkiye, yarın bu yasağın delinmedik yeri kalmaz.” “Bu iyi bir şey değil ki, neden böyle bir ülkede yaşamak isteyesin?” diye sorduğumda “Tam da bu yüzden” demesin mi? “Kendi ülkemdeki katı kurallarla yaşamaktansa burada her an, her şey değişebiliyor. Her gün, herkes için bir macera. Bu ülkeyi seviyorum.”

(Haberturk.com 20.05.2008)