Nuran YILDIZ

Haberturk.com - Arşiv

Fehmi Koru abartmış!

Belli oldu, benim hayatım da Fehmi Koru’ya “Oldu mu şimdi?” demekle geçecek.
Hem her gelen iktidarla ilişkiler geliştiren bir gazeteci olacaksınız, hem yıllar yılı, ince ince gazetecilik kariyeri yaratacaksınız, hem de fikirlerine karşı çıkılsa da gazetecilik ahlakına laf getirtmeyen bir gazeteci olmayı başaracaksınız.
Sonra da tutup “Bir cümle sarfettim hayatım değişti” arabesk anlatısına düşeceksiniz. Sonra kendinizi tutamayıp “ya sev ya terk et” tadında “Ben var ya bunları silerim” diyeceksiniz. Oldu mu şimdi?
Ne hayat bir cümleyle değişebilecek kadar hafif, ne de bu güruh silmeyi gerektirecek kadar ağır.
Koru’nun dünkü yazısını okurken içimden “dalga geçiyor, dalga” dedim. Fehmi Koru bu feveran durumu ciddiye alacak kadar barajları inik biri değildir. Tam tersine tahammül eşiği beni hayrete düşürecek kadar yüksektir. Bir onu, bir de Ahmet Hakan’ı bilirim tahammül eşiği neredeyse arşa değecek kadar yüksek olan. İmrenirim.
“Başbakan Obama’ydı, Bush oldu” demiş de, Başbakan da yanıt vermiş: “Sevsinler seni!” Başbakan bu lafı bana söylese cevabım çoktan hazır: “Aman size ne, kimse sevmesin beni, ne çektiysem sevgiden çektim.”
Olmadı, yine cevabım hazır: “Keşke, keşke! Ama nerdeee?”
Bu ülkede kaç gazeteci hem Ahmet Hakan’ın hem de Fehmi Koru’nun yerinde olmak ister, hiç düşündünüz mü? Başbakan Tayip Erdoğan tarafından dikkate alınmak az iş mi?
Benim korkum Erdoğan’a gittikçe artan eleştirilerin onun politika değiştirmesiyle zerre alakasının olmaması. Kimbilir kimler köşesini yazmaya oturunca aklından “Acaba nasıl okkalı bir yazı döşensem de meydanlarda Başbakan’ın ağzından dökülsem” diye kıvranıyordur.
Boşuna çaba. Başbakan’ın kime kızacağını yazılar belirlemez, bunu onun paşa gönlü bilir yalnızca.
Diyeceğim o ki abartmışsınız Sayın Koru.
Komedi repliği yorumları ne diye ciddiye aldınız ki? Muhtemeldir ki duygusal, hassas günlerden geçiyorsunuz, kendinize bahane arıyorsunuz. Kızınızı evlendirdiğiniz için olmasın sakın? Malum kız babası olmak zor derler…

AKLIMDA KALAN

Geçen haftanın Newsweek’inden bir fotoğraf: Yazmakta biraz geç kaldım, pardon. Geçen haftaki Newsweek dergisinin 30. sayfasında bir fotoğraf vardı. Loş bir odada dört adam. İkisi önlerindeki kağıtlara bakıyor. Birisi laptop’ta düzeltme yapıyor. Dördüncü adam sandalyesinin arka ayakları üzerinde geriye kaykılmış, ayaklarını önündeki masanın üzerine uzatmış. Elindeki metni, yüksek sesle okuyor. İşlerine alabildiğine konsantre dört adam, sanki transa geçmiş gibiler. Daha fotoğrafı görür görmez konuşma metnine çalışıyorlar diyorum. Fotoğraf altına bakıyorum, gerçekten öyle. Sandalyenin arka ayakları üzerine kaykılan adam Barack Obama. Çok az başarı tesadüftür, Obama’nınki çok çalışılarak kazanılmış bir başarı. O fotoğraf da zaferin en mahrem anını gösteriyor. Bizim siyasetimizdeki özensizlikle karşılaştırınca kıskanmamak içten değil. Sözcüklerle ve o sözcükleri destekleyen görüntülerle kazanılmış seçim zaferi. Yeni ve değişen politikalarmış, geçiniz.

(Haberturk.com 18.11.2008)