Nuran YILDIZ

Haberturk.com - Arşiv

Kemal Kılıçdaroğlu yanlış yapıyor

Ne “Heyyt lan, dokunmayın garibana” narası atacak bir üsluba, ne de göğsünü siper edecek cüsseye sahip. Zenginden alıp fakire verdiği de yok ama hakkını teslim edelim yolsuzluk dosyalarını ortaya dökerek düşman cephaneliğini havaya uçurmuş “Mustafa Kemal’in askeri” durumu var.

Tamam Kılıçdaroğlu bir halk kahramanı sayılmaz ama bir televizyon kahramanı olduğu kesin. Peter Sellers’in canlandırdığı dedektifler var ya, biraz öyle.. Biraz mahçup, biraz mütevazı…

Tanıdığım Kılıçdaroğlu araştıran, arı gibi çalışan, üreten, dürüst bir siyasetçi. Daha önce de aynı niteliklerde bir bürokrattı. Devleti dolandıranları, yolsuzluk yapanları bulur şikayetlerde bulunurdu. Ama kimse onunla da, onun yaptıklarıyla da ilgilenmezdi.

Partisi CHP bile o yokmuş muamelesi yapardı.

Bir zamanlar bir ABD valisi “Televizyonda görünmüyorsan yaşamıyorsun” demişti, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaşadıkları bu durumun bir örneği.

Deniz Feneri’nin yolsuzluklarını açığa çıkarmaya çalışırken kendisi de medyaya çıkmaya başlamasaydı…

Köroğlu misali “Varın söyleyin Bolu Beyine çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır” kıvamında Dengir Mir Mehmet Fırat’a meydan okumasaydı…

Süreç Fırat’ın istifasıyla sonuçlanmasaydı…(Bana göre o istifanın Kılıçdaroğlu’nun cengaverliğiyle ilgisi yoktu ama denk düştü işte...)

Yaşar ne yaşar ne yaşamaz kıvamında kalacağı kesindi.

Gelin görün ki kamera ışıkları onu göstermeye başlamıştı. Elinde dosyalarla şehir şehir turlara başladığını izledik ekranlardan..

Her alkışla gülümsemesinin genişlediğini gördükçe hiç hayra yormadım durumu.

“Dur” desen olmuyor, “frene bas” desen bir kulaktan girip ötekinden çıkıyor. “Şöhret en zor yönetilen iştir” desen boşuna. Ok yaydan çıkmışçasına dinlemiyor.

Görünür olmak yaşıyor olmaya dönüşüyor…

Alçak gönüllülüğüyle meşhur kahramanımız durumdan pek hoşnut, havaya pek girmiş görünüyor.

Fırat’la yaptığı tartışmaya “saçmalık ötesi” demiştim. Bugün Melih Gökçek’le yapacağı tartışmaya “saçmalık ötesi” bile diyemiyorum. Tek kelimeyle lüzumsuz.

Gökçek’in Kemal Beyin elindeki dosyaları çürüteceğini düşündüğümden değil, Kemal Bey yanında “suçlu” diyecek yargıç da getirse Gökçek’in umuru olmaz.

Teflon gibi, üzerine hiçbir şey yapışmıyor. Üslubu öyle kayıştan ki kopmuyor, gülümsemesi öyle demirden ki insanı hasta ediyor.

Çok önemli bir sivil toplum kuruluşunun başkanının dediği gibi “aman beni o adamla muhattap etmeyin” dedirtecek kadar çevresine bıkkınlık vermiş.

Kılıçdaroğlu yanlış yapıyor. Kendi prestiji üzerinden Gökçek’e değer atfedilmesine neden oluyor. Gökçek’i yukarı taşıyor.

Kaldı ki Gökçek’in gitmesi gerektiğini gösterecek kanıtları varsa onları açık etmenin zamanlaması da şimdi, seçimin üç ay öncesi değil.

Kılıçdaroğlu kendi kariyerine de yazık ediyor. Televizyona asılı yaşamak yaşamın iplerini başkalarının eline vermektir.

Televizyon ona istediği şovu verdiğiniz sürece sizi tüketir. Ömrünüz kameraların ışıkları yandığı süreyle sınırlanır, yazıktır.

Küçük not: Bu gidişle olan, Uğur Dündar’ın imajına olacak..

AKLIMDA KALAN

Cumhurbaşkanının her yere gider olup hiçbir yere gidemeyişi: İletişimi Köşk kadar iyi yönetilmeyen çok az kurum olsa gerek. Genel Sekreter Mustafa İsen’in tüm titizlenmelerine rağmen bir türlü düzen tutmuyor. Cumhurbaşkanının tutumundan mı, onunla ilgili değerlendirmelerden mi bilinmez, Köşk’ün iletişimi sapır sapır dökülüyor. Önce “Diyarbakır’a gideceğim” diyordu, sonra “Gidecek miyim karar veremedim” dedi. Sonuç: Gitmedi. Nedeniyse kulağındaki rahatsızlık. Önce “Irak’a gidecek” dendi, sonra “belli değil” oldu. Sonuç: Gitmedi. Kulağı rahatsız. Diyelim ki Diyarbakır’a gitmek isterken kulağının rahatsızlanacağını bilmiyordu. İyi de, Irak ziyareti konuşulurken zaten kulak rahatsızlığı yok muydu? Diyarbakır gezisi sağlık nedeniyle iptal edilirken yakın tarihli gezilerin de iptal edildiği birlikte açıklanamaz mıydı? Sonuçta Cumhurbaşkanı, aklından her geçeni kesinleşmeden kamuoyuyla paylaşıyor ve hiçbirini de gerçekleştiremiyor, görüntüsü oluşuyor. Böyle devam ederse yakında Köşk'ün seyahat programının ciddiye alınır yanı kalmayacak, benden söylemesi.

(Haberturk.com 17.12.2008)