Nuran YILDIZ

Haberturk.com - Arşiv

Artık uyumlu, damara şerbet, cici bir yazar olacağım!

Sizce yapabilir miyim? Yapamaz mıyım? Denemekten ne çıkar ki…
Dün sabah uyanıp kahvaltı için üzerlerine kırmızı biber, nane ekilmiş, kaşar dilimleri konmuş tereyağlı ekmek dilimlerini fırına sürerken daha kolay bir hayat neden olmasın deyiverdim.
Belki fırının lambalarından, belki de o kanal senin, bu kanal benim dolanan Fehmi Koru’nun ehl-i keyf hali sinirime dokunduğundan. Aklım başıma geliverdi.
Nereden akıllanırsan oradan kârdır deyip, ben de zamanın ruhuna uymuş bulunuyorum. Bundan böyle gündeme uyumlu, damara şerbet, cici bir yazar olacağım.
Öyle her yapılan yanlışı eleştiren bir yazar mı istiyorsunuz, artık başka yere takılacaksınız üzgünüm..
Zaten eleştir, eleştir bitecek gibi değil. Sonuç? Elde var sıfır. Üstüne, hiç tanışmadığın insanların nefret listesine giriyorsun.
Ne gereği var?
Mustafa Kemal’in tek askeri ben miyim? Geçmiş zaman, bir arkadaşım bu soruyu çok sık sorardı, cevabını vermezdi. Bu evet, öyleyim anlamına gelirdi. Sonra başı beladan hiç kurtulmadı.
Ben bu soruya yanıt veriyorum. Mustafa Kemal’in tek askeri ben değilim! Bakalım, bakalım bugünlerde sefa sürmenin sihirli cümlesi bumuymuş…
Bundan böyle bugüne kadar savunduğum ne varsa tersini savunacağım. Ancak öyle yaparsam hangi kanala gitse Fehmi Koru’nun yanı başına yerleşebilir, söylediklerine huşu içinde kafa sallayabilirim.
Liberal, neo-liberal gazetecilerin programlarının aranan konuğu olabilirim. Program, program gezmekten başımı kaşıyacak zamanım olmaz. Ne saçmalarsam saçmalayayım başlarını sallayarak, sonsuz bir huzur içinde onlar tarafından desteklenebilirim.
Cumhurbaşkanı bir yemeğe beni de davet edebilir. Başbakan uçağına çağırıp hasbıhalleşebilir. Emine Hanım “hadi bir kahve içelim” diyebilir.
İçimde bir tatlı huzur… Eskiden yazdığım ne varsa unutun.
Bana göre Sayın Başbakan Davos’ta bir tarih yazmıştır. O artık Ortadoğu’nun Nasır’ı, Osmanlı’nın Fatih’i ve hepimizin her şeyi olmuştur. Hamdolsun.
Tavrıyla Yahudi düşmanlığını mı körüklüyormuş? Hadi canım. Bu ülkede kötü, ayrımcı ne varsa tarihin kirli sayfalarındadır, bugünümüz Erdoğan sayesinde şükür pırıl pırıldır. Yine hamdolsun.
Başbakan Davos’ta öyle iyi oynamış ki, bunu en iyi The Times yakalamış “Tiyatral Bir Gösteri” başlığıyla. Ben de The Times gibi mi düşünüyor muşum, yalan!
Ne var sanki ayağının tozuyla İstanbul’da Topbaş’la törenlere katılmış, sonuna kadar tadını çıkarmışsa…Medya abartmış olamaz mı?
Başbakan bağırınca Gazze için bir yararı olmuş mudur, bir ilerleme? Kime ne, kendisi milletimin bağrında yükseldikçe yükselmiş yetmez mi?
Arada Ermenistan görüşmesi güme gitmiş, geçiniz. Ergenekon’da olup bitenler bir kenarda kalmış, ne önemi var. Onlar dündü.
Bence artık dünyanın merkezi Erdoğan’ın durduğu yerdir! İtiraz istemem.
Çağdaş uygarlık düzeyinin ötesine geçmeyi hedeflerken Ortadoğu’nun lideri olmuşuz. Ne var bunda... Ya onu da olamasaydık dımdızlak ortadaydık.
Başbakan ne eylerse güzel eyliyor, şiir gibi adam.. Keşke bugün seçim olsaydı da Başbakan en az %50-60 ile gelseydi, fena mı olurdu?
Doğal gaza 5 zam yapıp 1 indirim yapmış. Öyle mi? Size de hiç iyilik yaramıyor. Ya hiç yapmasaydı. Belki seçime günler kala 1 indirim daha yapar.. Keyfi bilir.
Bitmedi. Benim başbakanımın omzuna elin adamı nasıl dokunur? Orası Roma hamamı, Ignatius da Romalı hamamcı mı? O adam şimdi alnının ortasına yumruğu hak etmedi mi? Başbakanım onu orada bir güzel benzetebilirdi ama yapmadı, insanlığından.
Omuza dokunma, el-ense çekme yalnız bizim Başbakanımızın yapabileceği bir şeydir. Diplomasiye el-ense modelini zaten o getirmiştir, başkasının haddine mi düşmüş?
Değiştim, ne rahatmış meğer yoluna göre tarak vurmak. Artık Obama’nın da imajların yarattığı bir lider olduğuna katılmıyorum. Haksızlık etmişim adama.
Obama kurgusal, imaj yönetimiyle oluşmuş bir ürün/Başkan değildir. Obama baştan sona samimidir. Doğaldır. Dünyayı da kurtaracaktır.
Ulaştırma Bakanımız “Yanlış işiniz yoksa dinlenmekten korkmayın” demiş. İyi de etmiş. Kendisini yürekten alkışlıyorum.
Siz de az konuşun, hatır sorup kapatın. Faturalarınız daha düşük olur.. Uslu olmanın, yanlış yapmamanın size yoksa da bütçenize faydası olur.
Ergenekon mu? İnanmayan benmişim, öyle mi? Hadi oradan... Deli miyim ki inanmayacağım. Daha düne kadar sıksan şüheda fışkıracak topraklardan silahların fışkırması senaryo mu?
Ne dersiniz uyumlu ve cici olmanın getirilerini hak etmiyor muyum?
Fehmi Koru’nun ve kendilerinden başka sevdikleri hiçbir şey olmayan, noe-liberal klanın sevgisini hak etmedim mi?

NOT: Bugün aslında Emekli Org. Karadayı’ya ait olduğu ve Erkan Mumcu’ya hakaret ettiği iddia edilen ses bandı hakkında yazacaktım. Kitabım Tanklar ve Sözcükler’den alıntı yaparak. Bu konu yarına kaldı.

AKLIMDA KALAN
Davos’taki Forum’da Başbakanın elinde tuttuğu dosya: Davos’ta Başbakanın “one minute, one minute” deyip sonra da hışımla salonu terk etmesini birmilyon bilmem kaçıncı kez izlerken, gözüm sürekli kimsenin gözüne çarpmayan bir görüntüye takılıp duruyor. Hani Başbakan hep “Kimse Türkiye’nin Başbakanına öyle davranamaz” diye veryansın ediyor ya. Haklı, Türkiye’nin Başbakanı olarak Davos’ta, AKP Genel Başkanı olarak değil. İyi de Davos’taki dillere destan olayda elinde tuttuğu dosyanın üzerinde neden AKP amblemi var? Bilen var mı? Ayrıntı önemlidir, bu ayrıntı üzerine de bir kitap yazılabilir, anlayana…

(Haberturk.com 02.02.2009)