Nuran YILDIZ

Radikal İki - Arşiv

Yeni yüzyılda terör mesajın kendisidir

Bu eylemlerin global anlamı, eylemin kendisinin 'hem mesaj hem de amaç', dolayısıyla da terörün iletişimin/siyasetin kendisi olduğudur

İstanbul'da patlayan ya da İstanbul'a çarpan kamyonlar üzerine yapılan konuşmalar ve yazılar terörün korkunç yüzünden söz ederken vurguyu global terör/İslami terör adlandırmasına ya da terörün işlevi üzerine yapıyordu. Hatta bazı yazılarda olaylardan sonra toplumun toparlanma refleksi bir gelişme olarak sunuldu. Yeni yüzyılda terörü global kabul etmek rasyonel ancak yeterli değil. Yine de tüm tartışmalarda yeni terörle mücadele mi edilmeli, ona teslim olup çözüm önerilerini teslimiyet içerisinden mi çıkarmalı konusu kafaları karıştırıyordu. Ancak İslami terör adlandırması üzerine tartışmalar bazen "gayri ciddi" düzeye kadar inebiliyor, İBDA-C ya da Hizbullah'ı global terör olarak sınıflamanın yanlışlığını söylerken,
İslami olduğu sorgulanan terörün kendisine göre ölçüleri olduğunu düşünüp o ölçülerin de global olduğunu savunuyor olmalıydılar ki hem Hizbullah'ı hem de İBDA-C'yi küçük ölçekli buldukları için bu sınıfa sokmak istemiyorlardı. Çünkü ideolojik düşünmede "adlandırma"nın ve
"sınıflandırma"nın öneminin farkındaydılar. Ancak savunma noktaları İslami terörü çürütmek için İslam adına terör eylemi yaptığını belirtenleri önemsememek değil, buna karşı bir ad koymak olmalıydı. "Global terör" bu karşı adlardan biridir, ama referans noktası İslam'la ilişkilendirilen terördür. Başka argümanlarla başka adlar bulunabilir ancak o adların rasyonel savunmaları zorunludur. Bilgi ve düşünce üreticileri bir adlandırmaya karşı çıkarken yerine yeni bir ad koyma/bulma çabası içinde olmalıdır. Bu çabaların ilk aşaması yeni terörü doğru anlamak olmalıdır.
Bugün terörün yaklaşık olarak 20 yıl öncesine göre önemli farkları var. İlk akla gelen ve dile pelesenk olan "terör globaldir" saptaması, nerede, ne zaman olacağının belli olmayışını açıklıyor. Bugün terörün amacı da farklı. 20 yıl öncesi terörün amacı karşı görüşte olanları hem düşünsel hem de bedensel olarak yok etmek, tahrip etmekken, bugün genel olarak kaos yaratmayı, sindirmeyi amaçlıyor. Belirsizlik, süreksizlik ve emniyetsizliği tetikliyor. Terörü siyasi bir araç olarak tanımlamak bugünkü terörü değil, 20 yıl öncesinin terörünü açıklamaya yetebilir.
Ancak farklılaşmayla yaklaşık 20 yıllık süreç arasındaki ilişkinin açıklanması gerekir. Elbette küreselleşmenin sonuçları, kaynakların paylaşımındaki adaletsizlikler vs. ilk akla gelen yanıtlar. Ancak son 20 yıllık dilim, tüketimin ve tüketicinin kutsallaştırıldığı yılları kapsıyor. Bu gerçek, tüketimin ve tüketicinin kutsallaşmasını, müşterinin
"yeni egemen" olarak sunulmasını, alışveriş merkezlerinin yeni katedraller olarak tanımlanmasını açıklar. Bugün en yoğun biçimiyle yaşanan sürecin temelinde iletişim ve pazarlama araçlarıyla zihinlerin yönlendirilmesi çalışmaları yatıyor. Ülkemizde çoğu aydının, çoğu "very important person"ın küçümseyerek baktığı iletişimi yöneterek zihinleri yönetmek işi, terörün bugünkü anlamını açıklamaya yardım edebilir.

Terörün markası

Yeni terör dalgasıyla iletişim arasındaki ilişkiyi sorgulayabilmek için son yıllarda "marka" olmanın "marka" yaratmanın yeni ve en geçerli egemenlik biçimi olduğu tartışmalarından haberdar olmak gerekli. Çünkü bugün dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan bir terör dehşetinde akla ilk gelen ismin El Kaide olması bir "marka"yla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Türkiye'de kağıt mendil denince Selpak'ın, dünyada kola deyince Coca Cola'nın, hamburger deyince McDonalds'ın gelmesinden farklı bir şey olabilir mi, terör deyince El Kaide'nin düşünülmesi? Ya da henüz dört yaşında bir çocuğun sinemada daha buzlar bardağa düşerken "Coca Cola" diye bağırmasındaki markalaşma hedefi, herhangi bir patlamada "El Kaide/İslami terör" çağrışımında gerçekleştiğinde terör amacına o zaman ulaşmış olmayacak mı? Terör olaylarında karşımıza çıkan gruplar da ya bir şekilde El Kaide türevleriyle ilişkilendiriliyor ya da "El Kaide markası"na (bu kavramı kullanma cesareti nedeniyle Ömer Çelik'i kutlamak gerek) karşı markalar geliştirme çabasında olan gruplar oluyor.
El Kaide tıpkı markalaşma yolundaki bir firma/ürün gibi hareket ederek gösterişli bir çıkış yapmak istedi ve o çıkıştan sonra tutunma çalışmaları yapmayı planladı. Gösterişli çıkışını Dünya Ticaret Merkezi'nde binlerce insanı öldürerek gerçekleştirdi. Baskın bir marka olabilmek için dünyanın en büyük markası olan ABD'yi vurarak başlaması da gösterişli çıkışın bir parçasıdır. İstanbul'a çarpmak ve yine insanları katletmek tutundurma çalışmasıdır. Bu eylemlerin global anlamı, eylemin kendisinin "hem mesaj hem de amaç" dolayısıyla da terörün iletişimin/siyasetin aracı, yöntemi değil kendisi olduğudur.
El Kaide'nin terör eylemlerini projeler bazında değerlendirip yerel ya da kendine bağlı gruplara "sponsorluk" yapması, kendini bir marka olarak sürdürmenin stratejik ve taktik açılımları olmaktan başka biçimde değerlendirilemez. Marka yaratma sektörüne sahip olanlar, markaları yok etme potansiyelini de içlerinde taşırlar. Klasik anlamda değerlendirmeye çalışıldığında yeni terörle mücadele dünya ölçeğinde mümkün olmayabilir. Savaş sanatının basit gerçeklerinden biri ya da stratejik düşünmenin basit ilkesi düşmanın gibi düşünmeden kazanma imkanın olmadığıdır. Mesaj terörün kendisiyse terörün yeni mantığının siyasal olduğu kadar zihinleri hedef alan biçimiyle iletişimsel olduğunu kavramak gerekir. Eğer klasik biçimde düşünmeye devam edersek UEFA'nın Türkiye'de maç oynatmama kararını terörle ilişkilendirme yanlışına düşebiliriz, düştük de. Oysa UEFA'nın kararı Türkiye'nin sahip olduğu tüm olumluluklara rağmen markalaşmada bir arpa boyu yol gidememesiyle ilgilidir. Türkiye tercih edilen, saygı duyulan bir marka olmayı başarmadıkça, UEFA için de AB için de bahanelerin sonu gelmeyecek.
Son olarak, terörün çirkin ve korkunç markalaşma hamleleri arasında net bir söylem belirlemekte güçlük çeken Başbakan'ın, "Tayyip"in yerini alan "Erdoğan markası" olma sürecindeki iletişime harcanan emeği yeniden gözden geçirmesinde yarar var.

(Radikal İki 07.12.2003)