Nuran YILDIZ

EN İYİSİ İTALYA’YLA BİRLEŞELİM…

----- 27.01.2010 - 00:01 -----

Okumuşsunuzdur İtalya Başbakanı Berlusconi ne kadar güzel, erotik, baştan çıkarıcı televizyon yıldızı varsa ara seçimde listesine almış.

Çoğunuz bu durumu Berlusconi’nin çapkınlığına vermiş, dalganızı geçmişsinizdir.

Hiç de öyle değil aslında.

“Yeni siyaset”te çözüm için alternatifler sınırlı. Siyasetin oyun alanı dar. Öyle “Ben iktidara gelince şunu yapacağım, bunu edeceğim” söylemi artık işe yaramıyor.

Bizimkiler malum, durumu birbirlerine kafa kol girerek örtmeye çalışıyor. İktidar olanın, muhalefette olana “Bana laf edeceğine kendi çözümünü öner” demesi de ondan. Çözüm muhalefette yok ama iktidarda da yok.

Bizimkiler şimdilik asker-ordu üzerinden durumu götürmeye çalışıyorlar. İtalya’da siyasi çözümsüzlükler asker üzerinden, askeri hasım gibi görerek gizlenemez. Çünkü onlarda bu yolun tehlikesi toplumsal zihinlerden çıkmayacak şekilde hafızaya kazınmış.

Darbe denen vakıanın bizdeki gibi geyiğe vurulamayacak kadar ciddi bir mesele olduğunu akıllarından çıkarmalarına olanak yoktur. Onların askerleri bizimkiler gibi geldikleri gibi gitmemiş ki. Yıllar yılı faşizmin karanlık, kanlı baskısı altında ezilmişler. O nedenle gündelik siyasette asker, ordu konularını dillerine dolamak yerine ötesinden geçip giderler.

Siyasi çözümsüzlükleri gizlemek için de güzel, baş döndürücü kadınları öne çıkarıyor Berlusconi. Akıllı adam.

Bizimkilere aynı yolu önermek zor. Akıllarından geçse de, canları öyle istese de dillendiremezler.

Oysa Suriye ile birleşiyoruz demek yerine İtalya ile birleşiyoruz deseler… Ki bizim Başbakanla İtalyanlarınki kanka zaten… Kimse itiraz etmez.

Ben bir Roma’kolik olarak hiç itiraz etmem!

DÜŞÜNDÜRÜCÜ…

Odatv.com’a bir yazı yazdım. Bir medya eleştirisi. Taraf gazetesi üzerinden Türkiye’deki medya düzenini sorgulama. Bence iyi, bir o kadar da ağır bir medya eleştirisiydi.

Ne oldu? Yorumlara baktım. Bir medya düzeni eleştirisi yazısına da “o taraftakiler”, “bu taraftakiler” penceresinden bakıldı. Medya üzerine yaptığım tüm saptamalar ortada kaldı. Örneğin “Haberciliğin öldüğü bir ortamda elbette Taraf haber kaynağı, haber ajansı işlevi kazanır” dedim. Başka şeyler de.. Birkaç akademisyenin onaylaması dışında kimse o tarafına bakmadı. Bir gazeteciden beklerdim oysa… Olmadı. Düşündürücü…

AKLIMDA KALAN

Sigara yasağı ikiyüzlülüğü: Güya bu ülkede toplu yerlerde, kapalı alanlarda sigara içmek yasak. Güya Türkiye’nin her yeri dumansız hava sahası(ymış..)! Hiç öyle değil. Geçen hafta bulunduğum iki ayrı mekanda, gece saat 22.00’den sonra herkes püfür püfür. Pardon fosur fosur. Masa altına saklamaya, avuç içine gizlemeye bile kalkmıyorlar. İçlerine çektikleri dumanı başlarını kaldırıp havaya doğru salıveriyorlar. Mekanlardan birinin sahibine “Ya kontrole gelirlerse? Ceza yersiniz” diyecek oluyorum, elindeki sigaraya burnuma doğru uzatıvermesin mi? Diyeceğim o ki bu tür yasaklar siyasetçiler “başardık” dese de toplumu iki yüzlü toplum haline getirmekten öteye gitmiyor. Alkolün yasaklandığı, fuhuşun ağır cezalık olduğu ülkelere bakın. Bir yerin üstünde bir de yerin altında yaşam var. Biz de hızla oraya doğru gidiyoruz. Demokratik bir ülkede zararlı alışkanlıklardan korunmak için insanları bilinçlendirirsin, sınırlamalar koyarsın, yaptırımlar uygularsın ama “topyekün yasakladım” diyerek sorunu çözemezsin. Çözülmüyor.