Nuran YILDIZ

EZİYET “KARŞILIKLILIK İLKESİ”NE DAHİL DEĞİLDİR!

----- 07.09.2011 - 00:01 -----

Tel Aviv’de, havaalanında Türk yolcular didik didik aranınca, anında bizimkiler de İstanbul’da, İsraillilere aynı şeyi yapmışlar.

Bir de “Karşılıklılık ilkesi çerçevesinde yaptık” demişler.

“Karşılıklılık ilkesi” diplomasinin gereğidir ama nezaket kurallarını çiğnemeyi içermez. Kurumsallık içerir, kişisellik değil.

Uluslararası ilişkiler, mahalle kavgası düzeyinde değerlendirilemez.

“Sen benim duvarıma pisledin, ben de seninkine” anlayışı olmaz.

“O da benim saçımı çekmişti” şeklinde kız çocuğu psikolojisiyle hiç olmaz.

Karşılıklılığı bu sığ düzeye indirmek ilkelliktir. Akıl gerektirmez. Düz mantıktır. Şaşılası, imrenilesi sonuç doğurmaz.

Uluslararası ilişkiler hassas dengeler gerektirir. Şimdilerde pek umurumuzda olmasa da öyledir. Ustalık ister, üç beş hamle sonrasını görmek ister. Kelebek etkisini hesaplamak gerekir.

Kısacası birikim, deneyim ister.

En başta şu bilgiyi anımsamak lazım, gitgide unutuyor olsak da: Türkiye Cumhuriyeti en zor döneminde, Kurtuluş Savaşı’nda bile düşmana nezaketle davranmasını bilen Mustafa Kemal’in kurduğu bir ülke.

Türkiye’nin tavrı, yaramaz ve şımarık çocuk tavrıyla kendisine yer açan İsrail gibi bir ülkenin tavrıyla aynı olur mu hiç?

Farklı olacaksanız farklı davranacaksınız, aynılaşarak farklılaşamazsınız…

Bir de not: İsrail’in terör tehditi nedeniyle zaten son derece katı önlemler alan bir ülke olduğunu hatırlatmakta yarar görüyorum. Medyanın abartı olasılığı her zaman dikkate alınmalıdır.

FAZIL SAY’LA ARDA TURAN…

Fazıl Say ve Arda Turan’ın ortak noktaları o kadar çok ki saymakla bitmez;

İkisi de kendi alanların da üstün yetenek.

İkisi de şöhret yönetiminden bihaber.

İkisinin de çektiği dil-i belasıdır.

İkisi de ne şöhretin ne de yeteneklerinin tadını çıkarabiliyor.

İkisinin de seveni mi daha çok sevmeyeni mi, belli olmaz.

İkisi de ağzıyla kuş tutsa yaranamayacak türden.

İkisi de aslında iyi niyetli ama kötü iletişimci.

İkisi de kendi yeteneklerine hoyratlığıyla bilinen bu ülkenin çocukları.

Ama…

Fazıl Say’a karşı kötü niyetli olanların sayısı, Arda Turan’a karşı kötü niyetli olanlardan çok daha fazla, orası kesin…

AKLIMDA KALAN

Terörle özgürlük hareketi arasındaki fark: Politikanın terör konusunu gerçekten çözmek istediğine dair şüphemi artıran en önemli durum “terör sorunu” ile “bölge sorunu” arasına net çizgiler çekilmemesidir. Yıllardır her yazımda terör olaylarıyla Kürt hareketini birlikte ele almanın yanlışlığını yazar dururum. Çünkü terörün kendini var etmek üzerine kurulu kendi mantığı vardır, nihai hedefi varlığını sürdürmektir, onun ötesi hikayedir. Para ve insan desteği sağlamak için etnik söylemi bir araç olarak kullanır. Oysa özgürlük hareketi, hedefine ulaşınca biter. Tunceli’de, genç bir polis memuru ve eşinin futbol sahasında öldürülüşü bu ayrımı ortaya acı bir biçimde koyuyor. Terörün ahlakı ve onuru yoktur, olsaydı en masum ve savunmasız zamanlarında ölür müydü Cem ve Dilay? Özgürlük hareketinin ise en önemli dayanaklarındandır ahlak ve onur. Siyasetçiler çözümlerini bu açıdan bir daha düşünmeli.