Nuran YILDIZ

GÜRSEL TEKİN İSTİFA ETTİ Mİ? BİLMEM AKP’YE SOR!

----- 04.05.2012 - 00:01 -----

Öğleye doğru.
Gürsel Tekin istifa etti.
Gürsel Tekin istifa etmedi.

Öğleden sonra.
Gürsel Tekin istifa etti.
Gürsel Tekin istifa etmedi.
Bilhun Tamaylıgil de istifa etmiş.
Tamaylıgil istifa etmedi.
CHP sözcüsü açıkladı: Gürsel etti, Bilhun etmedi.

Akşamüzeri.
Gürsel Tekin istifa etti.
Gürsel Tekin istifa etmedi.
Bilhun Tamaylıgil istifa etmedi.
O da kim?
CHP Genelsekreteri.
Gürsel Tekin istifa etti ama Kemal Bey kabul etmedi.

Akşam.
Gürsel Tekin istifa etti.
Kemal Bey istifayı kabul etti.
Çok emin değilim, kabul etmemiş de olabilir.

**

İki gün önce.

Güneşte erimiş şekilde bir kafede oturuyoruz.

“Merkez Bankası Genel Müdürünün açıklamasına dikkat ettin mi?” diyorum arkadaşıma, “kredi kartı borçlanmasının arttığını söyledi. Bu ekonomik krizin habercisi olabilir.”

Arkadaşım “İyi ya” diyor, “CHP’nin yapamadığını kriz yapar belki, Hükümet yıpranır.”

“Saçmalama” diyorum, “Hükümet ekonomik krizden de CHP’yi sorumlu tutmanın yolunu bulur.”

Arkadaşım çok gülüyor ama sözlerimi de onaylıyor.

**
Hükümet uygulaması, okullarda süt dağıtılıyor. Çocuklar hastanelerde.

Hükümet “Sütten zehirlenmişlerse biz de yoğurt veririz” diyor. Aynen böyle diyor!

CHP milletvekili Muharrem İnce “Bunlar şimdi de inekleri suçlar” diyor. Kiminle kafa bulduğu konusunda şüphelerim var.

İşte iki partinin devasa iletişim ve yönetim farkı. Başka bir devasa fark daha var da, o da başka yazıya.

YALNIZ BİR ADAM…

- Cuma yazısı bekleyen okurlar için-
Adam önemsiz. Egosu yüksek, benmerkezli, kendisine aşık bir tip. Kimseyi sevemez, kendisinden başka kimseyi düşünemezmiş gibi geliyor.

Kanserli, eski bir eşin olurunu almadan evlendi. Kanserli eski eş öldü, yarı yaşındaki eşinden de boşandı. Hikâyeyi bildiniz.

Boşanma gerekçesi “tam uyumsuzlukmuş.” Bir yıl geçmeden “tam uyumluluk”tan nasıl da öbür uca gidiverir bir ilişki? Her kalp çarptıran duyguya aşk muamelesi yaparsan, hele bir de yaşın getirdiği olgunlukla frene basmak yerine, direksiyonu içindeki çocuğa teslim edersen…

Aslında Murat 124 iken, kendine Ferrari muamelesi yaparsan öyle olur…

Televizyonlar gün 24 saat “içindeki çocuğu dinle” diyor ya. “İçindeki çocuğu terbiye et” demode ya!

Genç ve dul eş gecelere akmakta, kendince muhasebesini yapmış. Eski eş kalbi kırık toprakta. Adam düne kadar etrafından eksilmeyen kalabalıktan dışlanmış, yalnız.

Oysa. Aldığımız kararları başkalarını nasıl etkileyeceğinin sorumluluğunu hissederek almak, pek çok kararı almamızı önleyebilir. Ya da o adamın yaptığı gibi, bencilliğin zirvesinde kafasına göre takılmak da var, sistem “hayat tek kişilik” de diyor ya!

Ben mi? Aldığım her kararın hayatıma dokunan hayatlardaki kelebek etkisini önüme koyar, sonra karar veririm. Siz?

BÖYLE OLUR ÜLKEMİN ROMANTİZMİ

Avukat Hüseyin Ersöz bir gazeteciye aşık olmuş. Romantik bir yol arıyor evlenme teklifi için.

İş yoğunluğundan Silivri’de yatıp kalkan avukat, mahkemede hakimden izin isteyip sevgilisine evlenme teklif ediyor.

Mutluluklar dileriz. De… Artık romantizmimizin yolu bile mahkemelerden geçiyor ülkemizde…

AKLIMDA KALAN

Yıldırım Demirören’in görev süresi: Haftalar önce bu köşede, Yıldırım Demirören’in Federasyon Başkanlığına ömür biçmiştim. Trabzon-Galatasaray maçı sonrası, teknik adamların açıklamalarını izledim. Fatih Terim de Şenol Güneş de ateş kusuyordu. İkisi de “Olay çıkacak çünkü futbol futboldan başka her şeye dönüştü” dediler. Terim, “Futbol saha dışında oynanıyor” diyerek isyan etti. Güneş “Hiç değişmedi bu ülke” diyerek sitem yolladı. Terim’in “Süper Final” saçmalığıyla (bence saçmalık ötesi) “Bilmiyoruz, belki bir de hatır kupası koyarlar” diyerek dalga geçmesi, inanmadığı bir sistemde oynadığını göstermesi açısından düşündürücüydü. İkisi de sahalarda olaylar çıkacağının uyarısını yaptılar. Aylar önce aynı uyarıyı Demirören yapmıştı, o zaman BJK başkanıydı. Şimdi uyarı ona karşı yapılıyor. Demirören’in Başkanlığına biçtiğim ömrü açık eksiltmeye açıyorum açmasına da, herkesin sinir harbinde olduğu günlerde kimsenin canı yanmaz umarım.