Nuran YILDIZ

Haberturk.com - Arşiv

Bazen bir sigara yalnızca sigara değildir

Tütün ve tütün mamülleriyle ilgili yasa çerçevesinde televizyon yayınlarında sigara içme görüntüsüne yer verilmesi de yasaklandı. Atatürk’ün elinde sigarayla görüntülerinin buzlanıp buzlanmayacağını soran vekillere Sağlık Komisyonu Başkanı “belgesel ve dökümanter filmlerin yayınlanmasında bu yasağın uygulanmayacağının yönetmelikle düzenleneceğini” söylemiş.

Soruyu soran vekillerin içi rahatlamış olmalı. Ama benim içim rahatlamadı. Tam tersine bir huzursuzluk kapladı. Eğer iş yönetmeliğe kalmışsa keyfileşmiş demektir. İmza yetkisi kimdeyse onun paşa gönlüne göre Mustafa Kemal sigarayı içebilir de, bırakabilir de. “Mustafa Kemal yasayla korunmaz” diyenlere cevabım, eğer bir toplumun ortak değerleriyle ilgili ortak bilincin geliştirilmesinde başarılı olunamışsa hiç değilse O’nun sigarası yönetmeliğe dahil yasaya dahil edilmeliydi.

O bir sigara tiryakisiydi, şüphesiz. Ne var ki O’nun için sigara yalnızca bir sigara değildi. Mustafa Kemal imajını zihinlerimize yerleştiren görüntülerin, eylemlerin en önemli parçalarından biriydi. John Berger’in bir pipo resmini göstererek “bu bir pipo değildir” saptamasına benzer bir şey benim söylediğim.

O’nun için sigara bir ortaklık kurma biçimiydi. Arkadaşlarıyla girdiği tartışmalarda onlarla ortak bir şey yaparak aradaki mesafeyi kapatma biçimiydi.
Bir düşünme biçimiydi. Kendisine anlatılanları dinlerken sigarasından çektiği bir nefesi geri bırakmak için başını hafif yana çevirerek anlatılanlara yoğunlaşma aracıydı.

Ama belki de en önemlisi bir iletişim kurma aracıydı. Aradaki kalın sessizliği kırmak için bir buz kırıcı gibi işlerdi onun sigarası. Bir konuşmayı başlatmak için bazen sigarayı, bazen ateşi bahane olarak kullanırdı. Bazen gerginleşmiş bir konuşmayı karizmasını zedelemeden, karşısındakini incitmeden kesiverme yoluydu.

O bir tiryakiydi ama sigaranın keyif vericiliği tiryakiliğinde en az yer tutan şeydi. Bu nedenle Mustafa Kemal’in sigarası üzerine ahkam kesen, düzenleme yapanların aslında Mustafa Kemal’in karakteriyle, imajıyla ilgili düzenleme yapıldığının sorumluluğunu anlaması gerekirdi. Bu sorumluluğun farkında olmanın temel göstergelerinden biri düzenlemeden önce sigara şirketlerinin lobi faaliyetlerine ayrılan zamanın küçük bir kısmında Mustafa Kemal ve sigara ilişkisiyle ilgili derinlemesine araştırmalar yaptırmaktı. Öyle olmadı. O’nun sigarasından söz ederken bile sıradan birinin sigarasından söz eder gibi yaklaşıldı.

Mustafa Kemal’in sigarayı bir iletişim aracı olarak nasıl kullandığını gösteren bir örnekle bitireyim yazıyı.

Bir gün yine gizlice, tebdili kıyafet Nuri Conker’le arabaya binmiş geziyor. Birden gözleri yol kenarında çift süren bir köylüye takılıyor. Şoföre “dur” diyor. İniyorlar. Köylüye yaklaşırken arka cebinden sigara tabakasını çıkarıp sesleniyor: “Kolay gelsin Ağa.” Köylü başını kaldırıp kimin geldiğine bakmıyor bile. Mustafa Kemal bu kez soruyor “Ateşin var mı, ateşin?” Köylü başını kaldırıyor ve tanımadığı bu adama bakıp “Tiryakisin bey galiba. Tiryaki tiryakinin halinden anlamalı” diyerek kuşağından bir fitilli çakmak çıkarıp uzatıyor. Ve O’nunla köylü Halil Ağa arasında vergi memurundan, muhtara, kaymakamdan valiye devlet işleyişini sorgulayan o meşhur, unutulmaz konuşma başlıyor…

Bazen bir sigara yalnızca sigara değildir. Anlatabiliyor muyum?

(Haberturk.com 05.01.2008)