Nuran YILDIZ

Haberturk.com - Arşiv

"Asker ne düşünüyor?" sorusu

Bir arkadaşım aradı. “Ya” dedi, “Ortalık toz duman askerden ses yok.”
Sonra devam etti: “Pakistan’ın Milli Günü Resepsiyonu'nda belki bir iki söz söylerler dedim, onu da yapmadılar.”
“Ne bekliyordun?” dedim.
“Hiç değilse bir iki komutan, İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasından sonra Cumhuriyet Gazetesi'ni ziyaret etse iyi olmaz mıydı?”
Eminim bu soruyu aklından geçiren insan sayısı az değildir. Arkadaşıma “İyi ki asker bu süreçte senin gibi düşünüp konuşmaya kalkmıyor” dedim. “İyi ki sessizliklerini sürdürüyorlar.”
Askerin konuşmasının, ters teptiği efsanelerine katılanlardan değilim. AKP’nin %47’sini anlamlandırmakta güçlük çekenler, askerlerin açıklamalarını kılıf yapıyorlar.
Bu kılıf da uluslararası meseleleri görmezden gelip, son kertede ordunun küçülmesini talep eden tele-uzman, birkaç neo-liberalin işine geliyor. Zaten ülke olarak gerçek sorunlarımızın gerçek nedenlerini bulabilseydik 85 yılda bir arpa boyu yol gitmezdik, ama kimin umurunda?
Pakistan Resepsiyonu'nda asker konuşsun da iş çıksın diyen gazeteciler tüm ısrarlarına rağmen Org. Büyükanıt’ı konuşturmayı başaramadılar. Şaşırdım.
Yalnızca resepsiyonda da değil, Ankara’da medya temsilcileri, köşe yazarları askerin kapısını aşındırıyor. Bu sessizliği bozmaya yol açan gazeteci olmak istiyorlar. Duyduğuma göre şimdilik talepleri karşılıksız kalıyor.
'Tanklar ve Sözcükler' kitabımda bu konuya özel bir vurgu yapmıştım: “Olağanüstü dönemlerde bu ülkede ‘Asker ne düşünüyor?’ sorusu önemlidir. Askerin ne düşündüğünü öğrenip, medya da siyaset de ona göre tutumlarını belirlerler.”
Gerçekten öyledir.
Ne var ki, sözün değerinin alabildiğine düştüğü bu günlerde TSK’nın ısrarlı sessizliğe bürünmesinden daha yararlı bir durum olamaz.
Askerin ne düşündüğünü bilmek isteyen bilir, istemeyene de anlatsan anlamaz.

AKLIMDA KALAN

Penti çorap poşetlerindeki anlamlı mesaj: Kadın çoraplarının poşetleri içindeki kartonun ne kadar önemli bir mecra olduğunu düşünür dururdum. Acaba bunu kim akıl edecek? Diye de meraklanırdım. Geçenlerde fark ettim ki Penti bu çorap kartonunun arkasını bir toplumsal sorumluluk çerçevesinde değerlendirmiş. Belki uzun zamandır vardı da ben yeni gördüm. Kadınları meme kanserine karşı bilinçlendirmek amacıyla “Meme kanseri için ayda bir kez 5 dakika” başlığıyla bir bilgilendirme metni koymuş. Baskı kalitesi de, metinler de kötü ama amaç çok iyi. Penti’yi kutlamak istedim.

(Haberturk.com 27.03.2008)