Nuran YILDIZ

Sabah Gazetesi - Arşiv

'Öteki'ne bakın, ne yapıyor?

Geçen pazar akşam üzeri... Sürekli telefonum çalıyor. Arayanların önemli kısmı gizli bir sevinçle "Devlet memuru olmuşsun!" diyorlar. TMSF'nin Sabah'a el koymasından söz ediyorlar. "Bir şey atlıyorsunuz" diyorum, "Devlet bana 16 yıl önce el koymuştu zaten."
Yıl 1991. Asistanlık sınav tarihim. Bir tarafta devlet üniversitesi, diğer tarafta özel sektör vardı. Bu tarafta kaldım. 16 yıldır devlet memuruyum. Değişen bir şey yok. Aslımızı bilir, ne oldum demeyiz. Mantık Aziz Nesin'in dediği gibi, "Du bakali n'olcak?"
İşin tuhafı el konulan Ciner Medya Grubu ama herkesin aklı "öteki"nde. "Öteki ne yapıyor?", "Ne yapacak?" Bir merak. "Öteki" kavramı sosyolojik değerlendirmelerde tanımlama yapılırken, referans noktasına gönderme yapar. Yani beyaz, siyah olduğu için beyazdır. Kadın, erkek olduğu için kadın... Coca-Cola, Pepsi'yi "öteki"ler.
Rekabet de ötekiyle yapıldığı için keyifli ve tatminlidir. Bizde ise rekabet ve öteki arasındaki ilişki, sağlıklı bir zemine oturmaz.
Bilge Karasu'nun Öteki Metinler'de dediği gibi "öteki biziz"dir aslında. Birinin başına gelen; ötekini bekleyen sondur. O nedenle Ciner Medya Grubu sorun yaşadığında, öteki şampanya patlatmak yerine oturup kendi başına neler geleceğini düşünmelidir.
Onun için "Öteki ne yapıyor?", "Ne yapacak?" soruları önemlidir. Hele bir de "bu işin altında öteki var" söylentileri yayılmışsa...

Alyans 'test edildi, onaylandı' işaretidir

Balçiçek yazınca ortalık karıştı. Alyans takınca evli erkeklerin özgürlükleri kısıtlanıyormuş. Yalan. Alyanstan kaçış talepte daralma endişesinden. Kimi evden çıkınca cebine atıyor, kimi alerji yapıyor yalanı atıyor.
Kadınların kocalarına "alyansını tak" ısrarını anlamıyorum. Pazarın yeni koşullarını bilseler bunu yapmazlar. Alyanslı erkekler daha çok talep görüyor. Çünkü "yeni pazar"da talep oluşma koşulları şöyle:
- Pazarlamada trend müşterinin başka müşteriler getireceği anlayışıdır.
- Alyanslı erkekler defoları azalmış, geliştirilmiş ürün algısı yaratır.
- Başkası aldığına göre bir hikmeti var düşüncesi oluşturur.
- İade edilmemiştir, öyleyse üründen memnun kalınmıştır.
- Bekâr ya da boşanmış olanlar için 'kesin bir sakat durumu var' düşüncesi yaygındır.
- Toplumsal çevre geleneksel "komşunun tavuğu komşuya kaz" anlayışına uygundur.
Kısacası alyans, ürünlerdeki "test edildi, onaylandı" işareti gibi işlev görür . Benden söylemesi.

Erdoğan'ın karizmasına ne oluyor?

Soran sorana: "Başbakan'ın karizması son günlerde zarar görmüyor mu?" Hani Erdoğan cumhurbaşkanlığı için anket yapıyor, sivil toplum temsilcilerine soruyor ya, onu kastediyorlar. Şimdi de milletvekillerine soruyor. Yanıtım belli: Bunlar Erdoğan'ın karizmasına bir şey yapmaz. Erdoğan muhalefetle oynadığı çelik çomak oyununu şimdi kendi partisiyle oynuyor.
Ardından ikinci soru geliyor: "Hani karizma rol paylaşımını sevmezdi, o vereceği kararı paylaşıyor ama." Hayır paylaştığı falan yok. Bir lider kararı başkalarına bıraktığında artık lider değildir. O kararını çoktan verdi. Şimdi yalnızca top çevirip zamana oynuyor. Eski futbolcu ya.

Ali Taran olmadı Sinan Çetin de olmaz

Ankara cumhurbaşkanlığı nedeniyle toz dumanken bu kez de AKPSinan Çetin görüşmesi ortaya çıktı. Size Ali Taran olmaz dedim olmadı. İhtimal, Sinan Çetin de olmaz.
Neden mi? Bir kere Sinan Çetin görüşme için yanlış zamanda girişimde bulundu. Üstelik talep kendisine gelmiş gibi açıklamalar yaptı. Bu tavır bildiğim kadarıyla AKP yönetimini kızdırır. Sinan Çetin her şeyi ben bilirim tavrından vazgeçip İstanbul'da, orta yaşın üzerinde bir iletişim danışmanı tutsa iyi olur. Çünkü böyle çıkılan yol bir yere varmaz.
Üstelik Sinan Çetin'in AKP ile bağlantı kurmak için seçtiği yol da yanlış. Bu da parti yönetimini kızdırmaya yetiyor.
Dahası Sinan Çetin ne reklamcı ne de iletişimci. Siyaset bilgisi bildiğim kadarıyla sokaktaki insan düzeyinde. Yalnızca bir yapımcı. AKP bir film yaptırmak istediğinde Sinan Çetin'e rahatlıkla başvurabilir ama ötesi biraz zor görünüyor.

Aklımda kalan

Vole'nin tabu yıkma iddiası - Carlsberg'in Vole birasının tam sayfa ilanı "Tabu yıkılıyor" diyor. Kanıt ise o meşhur birayı (Efes'i) bir bardağa, Vole'yi diğer bardağa koymak. "Biramı hayatta değiştirmem" diyen arkadaşa ikisini de tattırmak. İddia arkadaşın Vole'yi seçecek olması. Doğru olabilir ama tüketicinin açıklanması zor halleri vardır. Markası görülmeyen iki bira arasından tadını sevdiğini seçebilir. Ama markasıyla koyarsanız "biramı hayatta değiştirmem" dediği gibi eski birasını seçer. Buna ister marka bağımlılığı, ister sadakat, isterseniz tutuculuk deyin. Genelde tüketicinin belirttiği düşünce ile satın alma davranışı arasında doğrudan bir ilişki kurmak tehlikelidir. Vole bardakta satılmayacaksa tüketicinin "tabu"suyla tapuyu karıştırmaması lazım.

NTV'nin Türk Mucit Yarışması - Amacı ne kadar ulvi olursa olsun NTV'nin de yarışma fikrinden uzak kalamamasını garipsedim. İçeriği nasıl planlanırsa planlansın televizyon yarışmaları Türkiye'de belirli bir beklentiye işaret eder. Bu yarışmada kim kazanır bilemem ama NTV imajı kaybeder. İmaj kaybını bir süredir çok umursadıklarını da sanmıyorum.

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecat'ın imaj yönetimi - Esir alınan İngiliz askerlerin serbest bırakılma sürecini o kadar başarılı yönetti ki zihinlerdeki Ahmedinecat şimdi eskisinden daha sempatik.

(Sabah Gazetesi 08.04.2007)